11. Hukuk Dairesi 2020/127 E. , 2020/4407 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/127 E. , 2020/4407 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10.05.2018 tarih ve 2017/268 E- 2018/211 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.10.2019 tarih ve 2018/1508 E- 2019/966 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 1983 yılından bu yana hazır giyim ve tekstil sektöründe ROMAN HAZIR GİYİM VE TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET A.Ş. biçimindeki ticaret unvanını kullandığını, müvekkilinin “ROMAN” ibareli markasının tanınmışlık vasfı taşıdığını, davalının görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkilinin “ROMAN” ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 3.sınıf ürünleri içeren 'SECRET ROMANCE ...' ibareli 2016/1286 sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ilânı üzerine iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi arzusunu içeren itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihaî olarak da YİDK tarafından 2017/M-3854 sayılı kararla reddedildiğini ileri sürerek hukuka aykırı kurum kararının iptalini, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “ROMAN” ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin 'SECRET ROMANCE ...' ibaresinden oluştuğu, asıl ve ayırt edici unsurunun ROMANCE sözcüğü tarafından temsil olunduğu, çünkü “...” ibaresinin okunamayacak kadar küçük olduğu, sır, gizli gibi anlamları olan SECRET ibaresinin ROMANCE ibaresini nitelediği, başvuruya bunun yanında farklı unsurlar eklenmesinin ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, bu farklılığın anlamsal, görsel ve işirsel olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan 3/1-5.sınıf ürünlerin tamamının davacı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, öte yandan bu ürün ve hizmetlerin birbirini tamamladığı, aynı dağıtım kanallarından geçtikleri, aynı iş yerlerine sunuldukları, birbirleri yerine ikamet edilme ve rekabet etme olanaklarının bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacının ROMAN ibareli markasının yazılı ve görsel tanıtım araçları ile gerçekleştirilen kuvvetli reklâm, uzun süreli kullanım, sponsorluklar, kaliteli ve yaygın dağıtım ile ilgili sektör dışına taşacak biçimde tanınmışlık vasfı kazandığı, tanınmış markaların daha yüksek bir korumayı hak ettiği, markalar kapsamındaki ürünlerle ilişkilendirilmesi kaçınılmaz nitelikteki 3.sınıf ürünler için başvurunun tescilinin davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanma sağlayabileceği, zira davalının reklâm gücünden haksız biçimde yararlanacağı ve satışlarını artıracağı, bu bağlamda davacı markasının tanınmışlığından istifade ederek toplumun dikkatini çekeceği ve onun temsil ettiği imaj ve güveni hiçbir masraf ve çaba harcamadan kendi markasını taşıyan ürünlere devrini sağlayacağı, diğer yandan davacı ile aynı kalitede hizmet sunamaması durumunda tüketicilerin bunun sonuçlarını davacı markalarına mâl edeceği, bu şekilde davacı markasının giderek sıradanlaşacağı, ayırt edici gücünün ve etkileme alanının zayıflayacağı, açıklanan sebeplerle davacının 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesi hükmüne dayanarak da davalı başvurusunun tesciline itiraz edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'nın 2017/M-3854 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi bakımından iptaline, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas bakımından kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 26.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön