11. Hukuk Dairesi 2020/480 E. , 2020/4380 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.07.2018 tarih ve 2017/400 E- 2018/267 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2018/1584 E- 2019/1103 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde 2016/93470 sayılı 'SERENDEM' ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlandığını, davalı şirketin 2012/98086 sayılı 'SERİNDEM' ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TPMK'nin 2017-M-7296 sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin “SERENDEM” markasını halihazırda 35 ve 43. sınıflara tescilli şekilde “çay evi” işletmelerinde kullandıklarını, aynı markanın 30. sınıfta tescile yönelik başvurusunun davalı itirazı sonucu reddedildiğini, itirazının da YİDK tarafından reddedildiğini, davalı yanın itirazının kötüniyetli olduğunu, itiraza dayanak “SERİNDEM” markasıyla ses, anlam ve telaffuzla farklılıklar olduğunu markalar arasında benzerlik ve iltibas ihtimali olmadığını ileri sürerek, TPMK YİDK’nun 2017-M-7296 sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin “OFÇAY” ibareli T/02382 numaralı markasının tanınmış olduğunu, markaların görsel, işitsel ve telaffuz olarak benzer olduğunu, başvuru markasındaki emtiaların aynı olduğunu, müvekkili şirketin sektöründe öncü firmalardan olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvurunun 'SERENDEM' ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30. sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 'SERİNDEM' ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 05, 30, 32. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı tür benzer olduğu, başvuruya konu 'SERENDEM' ibaresi ile itiraza dayanak 'SERİNDEM' markasının dördüncü harfi dışında davalı markayla farkı bulunmadığı, işitsel benzerlik bulunduğu, davacı ... davalı yan markalarının karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğu, “SERENDEM” ibareli markanın tanınmış bir marka olmadığı, marka başvurusunda yer alan emtiaların kapsamının, davacının 2014/42485 sayılı hâlihazırda 35. ve 43. sınıflarda tescilli “SERENDEM” ibareli markanın tescil kapsamınından farklı olması nedeniyle müktesep hak sağlamayacağı, dava dosyası kapsamında kötüniyetin varlığı yönünde bir kanaat oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi'nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/480 E. , 2020/4380 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat