12. Hukuk Dairesi 2016/26610 E. , 2018/632 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

12. Hukuk Dairesi 2016/26610 E. , 2018/632 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile takip konusu senetteki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle senedin iptalini talep etmiş, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme ile, tebliğ işleminin usulüne uygun yapıldığı ve usulsüz olsa dahi borçlunun icra müdürlüğüne 04.02.2016 tarihinde yaptığı başvuru ile takipten en geç bu tarihte haberdar olduğu belirtilerek imza itirazının süreden reddine karar verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde ise, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatı; 05.01.2016 tarihinde 'daimi işçi ...'a tebliğ edildi' şerhi ile tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ yapıldığı, 03.9.2015 tarihli imza sirkülerine göre de ...'ın borçlu şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmakla, anılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından, mahkemece öğrenme tarihinin tespiti ile düzeltilen tebliğ tarihine göre borçlunun imza itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir.
HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 991/344 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere '....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.' Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı delil ile ispatlanabilir; yazılı delilin ise resmi ya da muhatapça imzası ikrar edilmiş belge olması gerekir. HGK.nun 12.2.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın (borçlunun) beyan ettiği tarihin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Borçlunun icra mahkemesine başvurularından öncelikle incelenmesi gereken tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin talebi, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasa'nın 18/3. maddesi gereğince şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, borçlunun 06.6.2016 havale tarihli temyiz dilekçesinde, mahkemece hükme esas alınan takip dosyasında mübrez 04.02.2016 tarihli dilekçenin altındaki imzayı kabul etmediği görüldüğünden, mahkemece duruşma açılarak ve bu dilekçe üzerinde imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.
O halde mahkemece; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü ile tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihinin tespiti maksadıyla duruşma açılarak, takip dosyasında bulunan 04.02.2016 tarihli dilekçenin aslı temin edilmek suretiyle, bu dilekçede kaşe üzerindeki imzanın şikayetçi borçlu şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilen öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin ve imza itirazının süresinde olup olmadığı değerlendirilerek, süresinde olduğunun anlaşılması halinde borçlunun imza itirazının esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ile dosya üzerinden yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön