12. Hukuk Dairesi 2016/29053 E. , 2018/2453 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : BORÇLULAR : ... vd.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının murafaalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2-İcra hakimi temyiz dilekçesini ancak İİK.nun 365/1. maddesindeki nedenlere dayalı olarak reddedebilir. Bu haller dışında temyiz dilekçesini reddedemez. Bunlar ise temyizin, yasal süreden sonra olması veya kararın temyizi kabil bulunmaması veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikayetin reddine veyahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin bulunması halleridir. Somut olayda, temyiz dilekçesinin red sebebi anılan maddede tahdidi olarak sayılan nedenlerden birine dayalı olmayıp mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 2016/916 Esas, 2016/594 Karar sayılı 19.07.2016 tarihli kararın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verilerek 07.06.2016 tarihli asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Alacaklı tarafından borçlu kefiller aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte asıl borçlu ... Gayrimenkul Yatırım AŞ. hakkında iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı nedeniyle aleyhine takip yapılamayacağından kefalet sözleşmesinin feriliği gereğince asıl borçlu ile aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğunu ve tedbir kararının kendilerini de kapsadığını ileri sürerek İİK. 45. maddesi gereğince takibin iptaline ilişkin 24/05/2015 tarihli taleplerinin reddine ilişkin 25/05/2015 tarihli müdürlük kararının iptalinin talep edildiği, mahkemece, şikayetin icra emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığından süresinde olmadığı, ayrıca iflasın ertelenmesine ilişkin tedbir kararının mütesilsil kefiller bakımından bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK'nun 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK'nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup kefiller hakkında uygulanmaz. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun müteselsil kefalet başlıklı 586. maddesinde (eski Borçlar Kanunu'nun 487. maddesi) ise, “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir” hükmü yer almaktadır. Şayet müteselsil kefil kendi kefaletinin teminatı olarak ipotek vermiş ise asıl borçlu konumuna geleceğinden İİK. 45. maddesi uyarınca önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmadığını şikayet konusu yapabilir. Müteselsil kefili olduğu borç için ayrıca ipotek alınmış ise, 6018 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 586. maddesi uyarınca alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir. Bu hükme uyulmadan müteselsil kefil hakkında takip yapılması halinde takip borçlusu olan müteselsil kefil süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini isteyebilir. Kredi borçlusu ile müteselsil kefiller arasında ihtiyari takip arkadaşlığı olup, TBK'nun 586/2. maddesi uyarınca, maddede yazılı şartların gerçekleşmesi halinde alacaklının asıl borçluyu takip etmeden müteselsil kefiller aleyhine de genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapma hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle asıl borçlu şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı bulunmasının müteselsil kefil aleyhine yapılan takibe etkisi yoktur. Somut olayda, TBK'nun 586. maddesi uyarınca asıl borçlulara gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı anlaşılmakla müteselsil kefiller aleyhindeki takip usule uygun olup, bu gerekçe ile şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz ve bozmayı gerektirir ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 35,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/29053 E. , 2018/2453 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 98 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 99 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 100 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 99 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat