13. Hukuk Dairesi 2016/5203 E. , 2018/12129 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/5203 E. , 2018/12129 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek araç için ödediği 27.450,05 TL'nin ödeme tarihi olan 02.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, olmadığı takdirde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma üzerine kısa kararda, davanın kısmen kabulüne, dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespiti ile davacının ödemiş olduğu 25.450,05 TL'nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu aracın davalıya iadesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; bilahare tavzih yolu ile 25.450,05 TL bedelin 27.450,05 TL olarak düzeltilmesine karar verilerek gerekçeli karar da “...27.450,05 TL'nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,...” yazılmış, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK'nun 294. maddesi uyarınca mahkeme yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak 1 ay içinde yazılması gerekir. HMK'nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan yine aynı Kanunun 305/2. maddesinde yer alan “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü uyarınca tavzih incelemesinin sınırlı olarak yapılabilmesi mümkün olup, tarafların hak ve borçlarında değişiklik, genişletme veya sınırlandırma yapılması tavzihle mümkün değildir.
Somut olayda mahkemece kısa kararda davanın kısmen kabulüne, dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, davacının ödemiş olduğu 25.450,05 TL'nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu aracın davalıya iadesine ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; bilahare tavzih yolu ile davacıya iadesine karar verilen miktarda değişiklik yapılmış ve gerekçeli karara da “.... davacının ödemiş olduğu 27.450,05 TL'nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,....”yazılmak sureti ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gibi tavzih yolu ile hükümde değişiklik yapılamayacağı kuralına da aykırı hüküm tesis edilmiştir. HMK'nun 297.maddesine aykırı olarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması ve yine aynı Kanunun 305/2. maddesine aykırı olarak tavzih yolu ile hükümde değişiklik yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön