13. Hukuk Dairesi 2016/29636 E. , 2018/10645 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/29636 E. , 2018/10645 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar i... başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacılar, davalının akrabaları olup mühendis olarak ...'de kendi uzmanlık alanı kapsamında şirket kuracağı ve şirketin önemli bir yatırım aracı olacağı yönünde kendilerini ikna ederek bu şirketin kurulması ve davacı ...'ın şirkete ortak olması i... toplam 277.125 ABD Doları paranın diğer davacı ... tarafından davalıya gönderildiğini, aradan geçen süre zarfında davalı tarafından herhangi bir şirket kurulmadığı gibi paranın da iade edilmediğini ileri sürerek davalıya gönderilen ancak iade edilmeyen alacağın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, her ne kadar yeni bir şirket kurulmamış ise de ... Devleti içerisinde zaten mevcut olan Kest unvanlı şirket bünyesindeki %25 hissesinin davacı ...'a ortaklar kurulu kararı ile devredildiğini bu belgede davacı ...'ın da imzası olduğu gibi bizzat bu şirkette ...'de yaşamak sureti ile çalıştığını, fakat ortaklık zarar ettiğinde mevcut zararı kendisinden çıkarmaya çalıştıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yurt dışında şirket kurulması i... gönderilen paranın şirket kurulmadığı gibi iade de edilmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, Yurt dışında şirket kurulması ve davacı ...'ın şirkete ortak olması i... toplam 277.125 ABD Doları paranın Sertaç'ın babası olan diğer davacı ... tarafından davalıya gönderildiğini, aradan geçen süre zarfında davalı tarafından herhangi bir şirket kurulmadığı gibi paranın da iade edilmediğini ileri sürerek davalıya gönderilen paranın tahsili istemi ile eldeki davayı açmışlardır. Davalı ise yeni bir şirket kurulmamış olsa dahi, var olan başka bir şirkete davacı ...'ın ortak edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Somut olayda, davacı ...'ın ... makamları nazarında resmi olarak ortak edildiği ispatlanamamış olsa da taraflar arsındaki ilişkinin davacıların verdiği katkı payı doğrultusunda kar etmek amacını taşıyan adi ortaklık ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca ticaret mahkemesince bu gerekçe ile verilmiş görevsizlik kararının temyizi neticesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2015/11790 Esas saylı ilamı ile yerel mahkeme gerekçesi onanmakla taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu husus bir kez daha kesinleşmiştir. Davacılar iş bu davada, adi ortaklık i... koydukları katkı payını istediğinden bu talep adi ortaklığın tasfiyesi sonucunu ihtiva etmektedir. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.
Hal böyle olunca, anılı yasa kapsamında adi ortaklığın tasfiyesi usulü uygulanacak şekilde yeniden konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor tanzimi ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön