13. Hukuk Dairesi 2016/1535 E. , 2018/10577 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılardan ... ile 26.11.2012 tarihinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığını, 30.000,00 TL'nin sözleşmenin imzası sırasında ödendiğini, geri kalan kısım için 35.000,00 TL bedelli ve sözleşmeye konu gayrimenkulün teslim tarihi olan 30.11.2013 vadeli senet verildiğini, davalılardan Necati'nin sözleşme teslim tarihinde sözleşmeye konu taşınmazın tesliminin mümkün olmadığını şifaen bildirdiğini, bunun üzerine ... 21. Noterliği'nin 23.09.2013 tarih ve 04598 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müteahhitlik edimlerinin yerine getirildiği tarihte ödeme yapmaya hazır olduğunu açıkça ihtar etmiş olduğunu, ancak iş bu ihtarnameye rağmen, davalılardan ...'in davaya konu senedi ciro ederek diğer davalı ... üzerinden ... 24. İcra Müdürlüğünün 2013/18058 s. Sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, iş bu icra takibine konu ödeme emrinin 18.12.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, sözleşmeye konu senedin 3. kişi üzerinden takibe geçirilmesinin tamamen muvazaalı bir işlem olduğunu, senedin cirolanarak 3. kişinin elinde olduğunu ancak aleyhine icra takibi başlatılmasıyla öğrenebildiklerini, davalılardan ...'in senet alacaklısı olduğunu, senet alacaklısı ...'in sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, aleyhine açılmış ... 24. İcra Müdürlüğü'nün 2013/18058 Esas Sayılı dosyasının dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, davalılardan ...'e vermiş olduğu senedin iptaline ve bedelsizliğine, vekili aracılığıyla verilen dilekçe ile de icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek, davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda “Davanın kabulüne, Davacının ... 24 irca müdürlüğünün 2013/18058 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, bu dosya kapsamında davacıdan tahsil olunan 43.021,61 TL 'nin ödeme tarihi olan 17/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak 'Davanın kabulüne, davacının ... 24. İcra müdürlüğünün 2013/18058 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, bu dosya kapsamında davacıdan tahsil olunan 43.021,61 TL 'nin ödeme tarihi olan 17/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,' denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma şekil ve sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 742,00 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/1535 E. , 2018/10577 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat