13. Hukuk Dairesi 2015/42351 E. , 2018/5037 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murisleri ...'ın, davalı şirketin sağladığı kredi ile araç satın aldığını, 30/12/2012 kaza sonucunda ...'ın vefat ettiğini ve aracının pert olduğunu, muris .... 'ın davalı banka ile imzaladığı tüketici kredisi uyarınca kendisine ait araç üzerine davalı banka lehine rehin tesis ettirdiğini, davalı bankanın da sözleşmenin 17. maddesi hükmü gereğince verilen kredi hizmeti ve krediye konu araç hakkında uygun göreceği sigortaları yaptıracağın, yenileyeceğinin, bu sigortalarda davalının dain-i mürtehin olarak atanacağının, müteveffanın ise kredi sözleşmelerine yansıtılacak bedelleri ödemek zorunda olduğunun açıkça belirtilmesine rağmen davalının kredi koruma sigortası yaptırmadığını ve zararlarına yol açtığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, yargılama sırasında sundukları ıslah dilekçesi ile taleplerini 27.252,21 TL'ye çıkarttıklarını beyan etmişler, her ay kredi borcuna yapılan ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren ayrı ayrı 28.01.2015 tarihine kadar işleyen toplam 2.168,00 TL yasal faizin taraflarına iadesine hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, Davanın Kabulü ile, 10.000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 17.252,21 TL 'nin ıslah tarihi olan 28/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 27.252,21 TL 'nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların murislerinin vefatı üzerine murisin bankadan kullandığı kredi taksit ödemelerinin, davalı tarafça yapılması gereken hayat sigortasının yapılmaması sebebiyle kendileri tarafından ödenmesi ve bu sebeple uğradıkları zararın tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.01.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği”nin “Amaç” başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehtarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, “Kapsam” başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin “İhtiyari Sigortalar” başlığında düzenlenen, 6. maddesinin 2. fıkrasında da, “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir.
Kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır. Muris ... ile davalı arasında akdedilen 29.12.2011 tarihli Tüketici Kredisi Sözleşmesi'nin 17.maddesinde; tüketicinin .... tarafından uygun görülecek sigortaları yaptırmayı, süre bitiminde yenilemeyi, bu sigortalarda .....'in dain-i mürtehin olarak göstermeyi, sigorta konusu riskin doğması halinde sigorta tazminatlarının .... 'in kredi alacağına muahsuben tahsil edilmesini kabul ve taahhüt eder, denildiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece yukarıda yazılı hükümler ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 17.maddesi ve kredi sözleşesinin imzalanması sırasında muris tüketiciye kredi sebebiyle hayat sigortası yaptırılmamış olması ve kredi kullananın da bu duruma sessiz kalmış olması hususları göz önüne alınarak davacıların uğradığı zararlar nedeniyle tarafların müterafik kusurlu olup olmadıkları ve tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2015/42351 E. , 2018/5037 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat