13. Hukuk Dairesi 2016/3932 E. , 2018/10706 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Asıl davada; davacı, davalı kuruma bağlı ... Yurt Müdürlüğü öğrenci yurdunda yurtta barınan öğrenci ve personel ihtiyaçlarını karşılamak üzere çamaşır yıkama hizmeti yapılması konusunda 29 Mart 2013 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, toplam 5 adet kurutmalı sanayi tipi çamaşır makinesinin alınıp hizmete sunulduğunu, sözleşme devam etmesine rağmen 15 Aralık 2013 tarihinden itibaren davalı kurum tarafından bedelsiz hizmet sunulması amacıyla çamaşır makineleri kurulduğunu ve faaliyete başlandığını, kurumun 03.01.2014 tarihli yazısında hizmete devam etmek istemeyen işletmecilerin kendi talepleri ve sonucu işletme sözleşmesinin feshedilebileceği yönünde yazı gönderildiğini, sözleşmenin yapıldığı sırada sözleşme konusu yurtta bedelsiz çamaşır yıkıma hizmeti verilmediği için sözleşme yapıldığını ve akdedilen sözleşmeye olan inanç ve taahhüdün yerine getirilmesi amacı ile 5 adet sanayi tipi çamaşır makinesi alınarak masraf yapıldığını, yurtta bedelsiz çamaşır yıkama işleminin sona erdirilmesi ya da sözleşmenin feshedilmesi halinde 5 adet çamaşır makinesi bedelinin ve masrafların ödenmesi için davalı kuruma noterden ihtar keşide ettiklerini, sözleşme sonuna kadar yoksun kalınan kârın her türlü yasal ve tazminat haklarının saklı kalması kaydıyla sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, sözleşmeye aykırılık nedeniyle 1.000,00 TL belirsiz alacağın 15.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 24.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 22.838,04 TL’ye yükseltmiştir.
Birleştirilen davada; asıl davada yer alan meblağın yanında 15.835,00 TL çamaşırhanenin kurulması için masraflar ile 9.420,00 TL 15.12.2013 - 201.01.2014 tarihleri arasındaki kâr kaybı ve 977,00 TL teminat kesinti bedeli olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 26.232,00 TL daha alacaklarının 15.12.2013 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, asıl ve birleştirilen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davasının asıl dava ve birleşen dava birlikte değerlendirilmek suretiyle kabulü ile 22.834,4 TL sözleşmenin feshi nedeniyle yoksun kalınan kâr, 15.835,00 TL çamaşır makinelerinin satın alınması ve kurulması için yapılan masraflar ve 977,00 TL teminat olmak üzere toplam 39.646,4 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bu paranın 977,00 TL’si için dava tarihinden, 15.835,00 TL için davalı kuruma paranın ödenmesi için davacı tarafından yapılan ihtarın tebliğ edildiği 14.01.2014 tarihinden itibaren, geriye kalan 22.838,4 TL için ise taraflar arasındaki sözleşmenin normal şartlardaki bitme tarihi olan 31.07.2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, talep halinde davacı tarafından sözleşme kapsamında çamaşırhane işletmeciliği için satın alınan 5 adet sanayi tipi kurutmalı çamaşır makinesinin davalıya teslimine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, özellikle harç ve yargılama giderleri hususunda asıl ve birleşen davalar için ayrım yapılmadan hüküm kurulmuştur. HMK'nın 297/2. maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389 maddesinde de, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HMK'nın 297/2.maddesine uygun değildir. Mahkemece, asıl ve birleşen davalar bakımından az yukarıda açıklandığı şekilde ayrı ayrı HMK'nın 297/2. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/3932 E. , 2018/10706 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat