13. Hukuk Dairesi 2016/2895 E. , 2018/9544 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, murisleri ...'nın 30.12.2013 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın ölmeden yaklaşık iki yıl önce davalı bankadan bireysel kredi kullandığını, krediyi 2012 yılında yeniden yapılandırdığını, müteveffanın sözleşme imzalarken hayat sigortası yaptırdığını, 3.828,00 TL hayat sigortası için prim tahsilatının yapıldığını, hayat sigortasının başlangıç tarihinin 1.11.2012 bitiş tarihinin ise 1.12.2021 olduğunu, müteveffanın ferdi kaza sigorta poliçesi de yaptırdığını, ...'nın ölümünden sonra davalı bankaya ve sigorta yapan...Şti.'ne kredinin kalan kısmının poliçeden karşılanması için talep de bulunduklarını, ancak bir sonuç alamadıklarını ileri sürerek; davalı bankaya 42.687,00 TL ana para ve faizleri ile birlikte borçlu olmadığının tespitine, bankaya bugüne kadar ödenen miktarlar yönünün istirdat kararı verilmesine ve bu miktara faiz yürütülmesine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, murislerinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kredi sırasında hayat sigortası yapıldığını ve priminin müteveffadan tahsil edildiğini, müteveffanın ölümünden sonra kredi borcunun kalan kısmının poliçeden karşılanması gerekirken karşılanmadığını bu nedenle bakiye kredi borcu miktarından borçlu olmadıklarının tespiti ile, murislerinin vefat tarihinden dava tarihine kadar davalı bankaya ödenen kısmının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı banka, müteveffaya kullandırılan kredi sırasında hayat ve ferdi kaza sigortası hakkında bilgi verildiğini, müteveffanın hayat sigortası primini yüksek bulması nedeniyle ferdi kaza sigortası yapıldığını savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki tüketici kredisi sözleşmelerinde, kredi borcunun teminatı olarak sigorta yaptırılması hususunda taraflara bir zorunluluk getirilmediği, bu hususun prim borcu ödeyecek olan tüketicinin takdirine bırakıldığı, hayat sigortası için gerekli primin davacılar murisi tarafından ödenmemiş olması nedeni ile davalı bankanın kusurunun bulunmadığı kabul edilerek menfi tespit ve istirdat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı banka ile davacıların murisi ... arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesinin sigorta ile ilgili hükümler başlıklı 15. maddesinde konut sigortası ve hayat sigortası yaptırılmasının isteğe bağlı olmakla birlikte kredi çekenin hayat sigortası yaptırması durumunda bankanın dain ve mürtehin olacak şekilde aşağıda yer alan prim ödeme koşulları ile sigorta ettireceği, sigorta poliçelerinin kredi bitimine kadar yenileneceği, prim ücretlerinin borçludan ya da borçlu adına resen açılacak kredili mevduat hesabından tahsil edileceğinin düzenlendiği yine davacıların murisi tarafından imzalanan...Emeklilik ve Hayat A.Ş. Kredi Hayat Sigortası Talep ve Beyan Formu ile davacıların murisinin hayat sigortası yapılmasını talep ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Söz konusu bu belge davalı banka tarafından kabul edilmekle birlikte krediye konu hayat sigortasının davalı banka tarafından düzenlenmediği sabit olup, bu konuda davacıların murisinin sözlü olarak vazgeçmesi de yazılı belge karşısında ispat edilememiştir. Davacıların murisinin de hayat sigortasının yapılıp yapılmadığını kontrol etmeyerek kusurlu davrandığı sabittir. Bu durumda sigorta bedeli daha düşük bir miktardan akdedilmiş ferdi kaza sigortası yapılmış olup prim de daha az ödenmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, tarafların zararın oluşumuna müterafik kusur ile sebebiyet verdiği gözetilerek tarafların kusur oranlarının alanında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve yargı denetimine uygun şekilde belirlenip, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/2895 E. , 2018/9544 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat