13. Hukuk Dairesi 2016/24599 E. , 2018/6974 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/24599 E. , 2018/6974 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İHBAR OLUNAN : Maliye Bakanlığı'na İzafeten ... Muhakemat Müdürlüğü vekili avukat ...



Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Toki Başkanlığı vekili avukat ... davalı ... Deri Org. San. Bölgesi vekili avukat ... ile İhbar olunan ... Muhakemat Müdürlüğü vekili avukat ... 'in gelmiş olamalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, ... İli ... lçesi ... Köyü sınırları içerisindeki “Deri, Kundura ve Deri Yan Sahası” olarak ayrılan sahanın 07.06.1982 tarihli olur ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemlerinin 1164 sayılı Kanun gereğince davalıdan avans alınmak sureti ile gerçekleştirildiğini ve aynı Kanun hükümleri çerçevesinde davalıya satış işlemlerinin yapıldığını, kamulaştırma avans almak sureti ile gerçekleştirildiğinden kamulaştırma dolayısıyla idareye karşı açılabilecek bedel arttırım davalarından ve diğer masraflardan sorumluluğun davalıya ait olacağına ilişkin olarak davalı ile protokol imzalandığını, önceki malik tarafından açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası sonunda icra tehdidi altında 215.864,51 TL ödeme yapıldığını, yargılama ve icra masrafları ile temyiz ve karar düzeltme aşamalarında yapılan harcamalar toplamının 247.388,54 TL olduğunu ileri sürerek, bu alacağın şimdilik 123.694,27 TL'sinin ödeme tarihi olan 03.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazları davacıdan bedelini ödeyerek satın aldıklarını, davacının kusurundan doğan davalardan sorumluluklarının bulunmadığını, arsa ofisi ile imzalanan 30.01.1996 tarihli protokolün münhasıran 1996 yılından sonra satın alınan 3935 numaralı parsel ve bu parsel ile ilgili bedel arttırım davalarına ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 30/01/1996 tarihli protokolde davalının sorumluluğunun kapsamının sadece arttırılmış kamulaştırma bedelinden doğan fark ödemesi ile sınırlı tutulduğu ve kamulaştırmasız el atma tazminatı için davalıya başvurma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının, talepte bulunması üzerine 07.06.1982 tarihli olurla kamulaştırılan taşınmazlardan dava konusu olan taşınmazların açılan tescil davaları sonunda davacı idare adına tescil edildiği, daha sonra davacı adına tescil edilen bu taşınmazı davacı idarenin davalıya tapuda devir ettiği, bilahare eski malikin 11.03.2010 tarihinde davacı idare aleyhine açtığı davanın sonunda davacı idarenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminattan sorumluluğuna karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, idarenin kesinleşen karar neticesinde eski malike ödemede bulunduğu sabittir. Her ne kadar mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sorumluluğun kapsamının sadece arttırılmış kamulaştırma bedelinden doğan fark ödemesi ile sınırlı olduğu, haksız fiil sonucu ödenen kamulaştırmasız el atma tazminatı nedeni ile davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; kamulaştırma bedelinden doğan fark ödemesi ile kamulaştırmasız el atma nedeni ile ödenen tazminat arasında sorumluluk açısından bir ayrım yapılması yerinde değildir. Kesinleşen davaya ait ilamda idarenin kamulaştırma evraklarının eski maliklere usulüne uygun tebliğ edilmediği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davacı idare taşınmaza ilişkin kamulaştırma evraklarını malikine usulüne uygun tebliğ etmeyerek taşınmaz hakkında 2010 yılında dava açılmasına sebep olmuştur. Bu husus, olayda davacı idarenin kusurlu olduğunu gösterir. Kamulaştırma evraklarının maliklerine usulüne uygun tebliğ edilmediği hakkında kesin hüküm bulunmakta olup, bu karar tarafları ve mahkemeyi bağlar. Yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde ve aynı konuda açılan ve kesinleşen emsal dava dosyalarında davacının kamulaştırma işlemlerini azami özen ve dikkat göstererek ve süresinde yapsa idi dahi açılacak tezyidi bedel davası nedeniyle bir fark doğup doğmayacağı belirlenerek sonuca gidilmesinin zorunlu olduğu ve taahhütname olduğu hallerde davacı idarenin % 50 kusurlu bulunduğu gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön