13. Hukuk Dairesi 2016/24119 E. , 2018/6757 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ...'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1998 yılı temmuz ayından 2008 yılının eylül ayına kadar davalıların evinde çocuk bakıcısı olarak 07:30-22:00 saatleri arasında çalıştığını, davalıların sigortasını yapmadıkları için isteğe bağlı sigortasını kendisinin ödediğini, yılda bir hafta izin yaptığını, bayramlarda bir gün izin kullandığını, 2007 yılı itibariyle maaşının 1.100,00-TL olduğunu, dizinden ameliyat olduktan sonra çocukla ilgilenemediği gerekçesiyle haber verilmeden haksız olarak işten çıkarıldığını, 2007 yılının ocak ayı itibariyle maaşının ödenmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21 aylık maaş alacağı, ihbar ve kıdem tazminatı, mesai ve bayram ücretleri olmak üzere toplam 500,00-TL nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, çocuklarına annelerinin baktığını, 1998 yılının eylül ayından itibaren ihtiyaç olduğunda çocuğun bakımına yardım ettiğini, davacının sürekli ve düzenli saatler arasında çalışması olmadığını, saat 19:00’a kadar çalıştığını, hafta sonları çalışmadığını, düzenli olarak evlerine temizlikçi geldiğini, aylık tam ücretinin 600,00-TL olduğunu, işten ayrıldığı tarihe kadar olan maaşlarının ödendiğini, aralarındaki güven ilişkisine dayanarak herhangi bir belge imzalatmadıklarını, 2007 yılının ağustos ayında kendi isteğiyle işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabülü ile 24.250,78 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verdiği kararın dairemizce 2014/3740 Esas, 2014/16305 Karar Sayılı ilamı ile 26.05.2014 tarihinde, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açtığı, bilirkişi incelemesi sonucunda da istemini ıslah ederek alacak miktarını 38.800 YTL olarak açıkladığı, bu miktara göre de Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile, 24.250,78-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyiz talebi Yönünden;
Taraflar arasında davacının aylık ücreti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı taraf işten çıkarılmadan önce en son aylık 1.100,00 TL ücret karşılığında davalıların çocuklarına baktığını iddia etmiş, davalılar ise sürekli ve düzenli olmamak kaydıyla aylık 600,00 TL karşılığında davacıyı çalıştırdıklarını savunmuşlardır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aylık kazancı 600,00 TL kabul edilerek ücret alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağı miktarı belirlenmiştir. Ancak dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davacının günlük kazanç miktarı belirlenememektedir. Mahkemece davacıyla benzer niteliklerde ve davacının davalılar yanında çalıştığı kabul edilen yıllarda çocuk bakıcılığı işi yapan kişilerin emsal ücretlerinin ilgili kurum ve odalardan araştırılarak tüm dosya kapsamına göre bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
3-Davalıların temyiz talebi yönünden;
Taraflar arasında, alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve 'alacağın dava edilebilme özelliği'ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.
Sözleşmeden doğan alacaklarda, zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar. (TBK. m. 149(818.BK.128). Türk Borçlar Kanununun 117 inci maddesi uyarınca, borcun muaccel olması, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade eder. Borcun ifası henüz istenemiyorsa muaccel bir borçtan da söz edilemez.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 153/4 maddesinde “Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için' zamanaşımının işlemeyeceği ve duracağı belirtilmiştir. Bu maddenin iş sözleşmesiyle bağlı her kişiye uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Hizmetçiden kastedilen, kendisine ev işleri için ücret ödenen, iş sahibiyle aynı evde yatıp kalkan, aileden biriymiş gibi ev halkı ile sıkı ilişkileri olan kimsedir(818 sayılı BK. Mad.132).
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1 maddesi uyarınca ücret alacakları beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK.’un 147. maddesi ise ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların yine beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu ücret ve fazla mesai ücreti alacaklarına karşı davacının davasını ıslah etmesinin ardından davalılar tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da mahkemece bu husus hakkında bir değerlendirme yapılmadan bilirkişinin zamanaşımını dikkate almadan yaptığı hesabı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların üçüncü bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı ve davalılar yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 414,50 TL harcında davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/24119 E. , 2018/6757 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 100 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat