13. Hukuk Dairesi 2015/34989 E. , 2018/6609 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2015/34989 E. , 2018/6609 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, avukat olduğunu, davalının vekili olarak ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/90 Esas sayılı dosyasında davalıyı temsil ettiğini, davalının hiç bir haklı neden yok iken kendisini azlettiğini, azil nedeni ile yukarıda mahkemesi ve esas numarası verilen dava dosyasından doğan vekalet alacağını alamadığını, bu alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacını davasının kabulü ile davalının ... 15. İcra müdürlüğünün 2013/2392 esas sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle davacının temyiz itirazı haklı olup, mahkemece yanlış değerlendirme sonucu, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği ve şartları oluşmadığı gerekçesiyle bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 2. numaralı bendinde yer alan “İcra inkar tazminatı talebinin reddine” ifadesinin yerine “... 15. İcra Müdürlüğünün 2013/2392 numaralı dosyasındaki asıl alacağın %20'si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 645,44 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 215,15 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön