13. Hukuk Dairesi 2017/6483 E. , 2018/5100 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2017/6483 E. , 2018/5100 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ...'nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalının vefat eden yeğeninin eşi olduğunu, davalının eşinin vefatı öncesinde hastanede uzun bir tedavi süreci yaşadığını ve bu süreçte davalının ekonomik olarak zorlandığını söyleyerek kendisinden borç istemesi üzerine gerek kendi hesabından gerekse oğlunun hesabından değişik tarihlerde ve miktarlarda olmak üzere toplam 278.000,00 TL'nin borç olarak gönderildiğini, davalının eşinin vefatının üzerinden uzun zaman geçmesine karşın borcun ödemediğini, dava dışı oğlu ile aralarında alacağın devri sözleşmesi yapıldığını ve böylece davalıya verilen borcun tümünün alacaklısı haline geldiğini, alacağının tahsili amacı ile davalı hakkında başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının gönderdiği paraların vefat eden eşinin mirasbırakanı dava dışı .....'dan düşecek miras hissesine karşılık olarak gönderildiğinin söylendiğini, aksinin kabulü halinde ise paranın eşine gönderilmesi nedeni ile tüm mirasçıların payları oranında sorumlu tutulması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... 15. İcra Dairesi'nin 2014/12715 esas sayılı dosyasında davalı-borçlunun itirazının kısmen iptaline, takibin 166.800 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazla talebin reddine, davalı-borçlunun kabul edilen 166.800 TL üzerinden, davacı-alacaklının reddedilen 111.200 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/11/2016 günlü 2015/34 Esas 2016/307 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile davalının eşinin tedavi sürecinde davalıya borç olarak gönderilen 278.000,00 TL'nin ödenmemesi nedeni ile başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, gönderilen paranın borç olarak değil, dava dışı .... 'dan eşine düşecek miras hissesine karşılık gönderildiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalının savunmasının gerekçeli inkar mahiyetinde olduğu, davacının dayandığı banka makbuzlarında ise ' .... için,.... ' ibarelerinin bulunduğu, havale makbuzlarının hiç birinde gönderilen paranın davalıya borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmadığı, bu itibarla davacı ve davacının oğlu tarafından (davacının oğlu daha sonra alacak talep hakkını davacıya temlik etmiştir) davalıya borç para verildiğine dair iddiaların yasal delillerle ispatlandığını kabule olanak olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince isabetli olarak davacının, davalıya borç verdiğini kanıtlayamadığı kabul edilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı gözetilerek davacıya yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcın istek halinde taraflara iadesine, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön