13. Hukuk Dairesi 2016/20291 E. , 2018/1736 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıdan 20.10.2010 tarihinde konut satın aldığını, teslimden sonra yakın zamanda bodrumdaki havuz çevresinde çökme ve çatlamalar ile havuz ve saunanın havalandırma sistemi olmadığından üst dairelerde rutubetten kaynaklı priz ve elektrik arızaları oluşmaya başladığını, sorunun site yönetimine bildirildiğini, yönetimin belediyeye başvurması üzerine belediyece ... kattaki havuz ve saunanın projesinde olmadığını, aslında sığınak, enerji odası, kazan dairesi ve zemin katta iş yerine ait deponun olması gerektiğinin belirtildiğini, bu durumun site yönetimi tarafından davalı yükleniciye bildirildiğini, ancak yüklenici tarafından işin projeye uygun yapıldığının belirtildiğini, yapılan araştırmada havuzun temel statik projelerinin yapım aşamasında alınmamasından dolayı projeye aykırılığın giderilemeyeceğinin öğrenildiğini, iş bu durumun projeye aykırılık teşkil ettiğini, aynı zamanda da hileli satış olması sebebi ile sonradan tespit edilen bu ayıbın mahalli idareye sorularak öncelikle yeniden inşası ile ruhsatlı hale getirilmeyeceğinin tespiti ile taşınmazındaki mevcut değer kaybından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 5 yıllık zamanaşımı süresinin teslimden itibaren dolduğunu, havuzdan kaynaklanan problemlerin kat maliklerinin süresinde yapmadıkları bakımlardan kaynaklanmış olabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte havuz ve eklerine ilişkin ruhsat alınması için girişimde bulunulduğunu, ancak maliklerin rızası olmadığı için işlem yapılamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak, 10.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, satın aldığı taşınmazın projesine aykırı olarak inşaa edilmesi nedeniyle taşınmazda meydan gelen değer kaybının tazminine ilişkin eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davaya konu projeye aykırılığın gizli ayıp olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınarak değer kaybına hükmedilmiştir.
Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu dairenin 6.5.2011 tarihinde satın alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde, mahkemece, bilirkişi raporu ya da ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi olan 6.5.2011 tarihi itibariyle dairenin ayıpsız değeri ile ayıplı değeri, ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/20291 E. , 2018/1736 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat