13. Hukuk Dairesi 2015/19054 E. , 2018/1423 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2015/19054 E. , 2018/1423 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılar tarafından ... ilçesinde inşa edilen ... lüks konutlarından 5. blok 12 nolu daireyi satın aldığını, dairede ve ortak alanlarda ayıp ve eksikler bulunduğunu, konutların 1 yıl gecikmeli olarak iskan izni alınmadan teslim edildiğini, lüks inşaat sınıfında olduğu bildirildiği halde kalitesiz malzeme kullanıldığını, tanıtım broşürlerinde, reklam ve ilanlarda, ticaret merkezi, alışveriş merkezi, sağlık ocağı, spor alanları , kreş-okul vs.nin yapılmadığını, otapark, arıtma tesislerinin yetersiz, boya, seramik, mermer, eviye, batarya vs.nin kalitesiz kullanıldığını , taahhüt edilen şekilde doğalgaz sistemine uygun inşaa edildiğini ancak dairelere ve siteye doğalgaz getirilmediğinden yönetim tarafından LPG sisteminin yaptırıldığını ayrıca harcama yapıldığını, bu nedenlerle davalıların taahhütlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dairesinde ve ortak alanlardaki eksik ve ayıpları nedeni ile değer kaybı ile doğalgaz bedeli ile LPG sisteminin kurulması nedeni ile daha pahalı olan gaz kullanılması nedeni ile arasındaki farkın ve geç teslim nedeniyle kira bedellerinin tespiti ile şimdilik 20.000-TL’nin ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, ayıp ve eksikliğin bulunmadığını, süresinde bir ihbarın da bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulü ile, 6.149,89 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tüketici olduğuna ve davanın açıldığı tarih ile taraflar arasındaki sözleşme tarihi gözetildiğinde, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Öyle ki, malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’ da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 198.maddeye göre alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan hükümler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların belirttiği hususların açık mı yoksa gizli ayıp mı olduğunun belirlenmesinin yanında, dairenin davacıya hangi tarihte fiilen teslim edildiğinin, dolayısıyla ayıbın niteliğine göre ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tesbiti önem arzetmektedir. Mahkemece, iskan alınmadığı sürece genel ve ortak alanlara ilişkin olarak teslim keyfiyetinin gerçekleşmediği ve eksik ifa açısından da ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan yasal düzenlemeye göre, ihbar sürelerinin başlangıcı açısından taşınmazın fiilen teslim edildiği tarihin esas alınması gerektiği açıktır. O halde mahkemece davacıya satın aldığı dairesinin fiilen teslim edildiği tarih araştırılarak, ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları zaman dilimi ve tarafların delilleri dikkate alınarak araştırma inceleme yapılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Ayrıca mahkemece, tanıtım materyallerinde vaad edilen sportif ve sosyal tesislerin yapılmaması, eksik iş olarak nitelendirilmiş ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. O halde mahkemece satın aldığı dairenin davacıya fiilen hangi tarihte teslim edildiği araştırılarak , teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile iskan alınmadığı sürece teslim edilmiş sayılmayacağı ve eksik ifa olması nedeni ile de ihbar şartının aranmayacağına ilişkin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 447,80 TL harcın davalı-...'na iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön