13. Hukuk Dairesi 2015/35168 E. , 2018/1178 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı şirket, ... merkezde ortopedi implantı ürettiğini, Emekli Sandığı ile 02.01.1998 ve 23.03.2000 tarihlerinde iki sözleşme imzaladığını, bu sözleşme kapsamında ve eklerinde yer alan malzemelerin ismi, kodu ve fiyatını belirtir listelerin diğer sosyal güvenlik kurumları baz alınarak yürürlüğe konulduğunu, bu meyanda malzeme teslimi ve faturalandırma yapıldığını, davalı kurum tarafından ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/218 esas sayılı dosyası ile aleyhine sandıktan yardım alan kişilerin kalça kırığı ameliyatlarında kullanılan 'Bipolar' başlar yerine 'Mati-Cup' adlı malzemeyi yazması sebebi ile zarar doğduğundan bahisle açılan davada bilirkişi raporu alındığını, bu dosyada kurumun zarara uğratılmadığının belirlenerek şirkete 8.373,00-TL eksik ödeme yapıldığının hesaplandığını, eksik ödemenin tahsili için yasal hakların kullanılması anlamında bu dava sonucunun beklendiğini, fatura bedellerinin eksik ödenmesi sebebi ile gelir vergisini ve KDV'yi ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 8.373,26-TL alacağın fatura tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 16.06.2015 tarihinde davanın kısmen kabulüne, 1.224,18-TL'nin dava tarihi olan 10.06.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK'nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL'ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından temyiz edilen bölüm 1.224,18 TL olup karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL'yi geçmediğinden HUMK'nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2. fıkrası gereğince davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle davalının miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, eksik ödenen fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemenin hükme esas aldığı ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/218 esas sayılı dosyasında alınan 11.04.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda faturalarla ilgili iki farklı hesaplama yapıldığı anlaşılmış olup, mahkemece ikinci kısımda hesaplanan rakam dikkate alınarak hüküm tesis edilmiştir. Dosya içerisinde bulunan ve eksik ödeme yapıldığı iddia edilen faturalarda farklı tıbbi malzemelerin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dava konusu alacak noktasında tüm deliller toplanarak, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bilirkişi heyetinden, tarafların iddia ve savunmalarında geçen tüm belgelerde de değerlendirilmek suretiyle, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davacı, eldeki dava ile alacağının ticari faiziyle birlikte ödenmesini istemiş olup, mahkemece yasal faize hükmedildiği anlaşılmakta ise de Türk Ticaret Kanunu 19. maddesi (mülga TTK 21. madde) hükmü uyarınca tacir olan davacı şirketin alacaklarının da ticari olması asıl olup, taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf içinde ticari iş sayıldığı anlaşılmakla, davacının ticari faiz talep edebileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece hükmolunan alacağa ticari faiz yürütülmesi gerekirken, kabule göre yasal faize hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, davacı yararına bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2. ve 3. bentler gereğince temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2015/35168 E. , 2018/1178 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat