10. Hukuk Dairesi 2018/4686 E. , 2020/24 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2018/4686 E. , 2020/24 K.


'İçtihat Metni'

Bölge Adliye
Mahkemesi : ...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

Dava, hizmet tespiti ile prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkim ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 03.07.2006-06.08.2013 tarihleri arasında davalı işverene ait hukuk bürosunda dava ve takip işlemleri uzmanı olarak en son 3.500,00 TL ücret ve primle çalıştığını belirterek eksik sürelerin tespiti ile ücretinin de dava dilekçesinde belirtilen miktarlarda olduğunun tespitini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı asil; davacının talep ettiği tazminat tutarının geçici bir dönem maddi sıkıntıda olunması nedeni ile peşin ödenemediğini, davacıya peşin olarak 15.000,00 TL ödendiğini, kalan kısmın 2013 yılı sonuna kadar taksitlendirme yapıldığını ve davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Kurum vekili; talep edilen tespit işleminin 506 sayılı yasanın 79. maddesi gereği zamanaşımına tabi olduğunu, davacının çalışmasının geçtiği iddia edilen dönemlere ilişkin kayıt inceleme tutanağı ve müfettiş raporunun mevcut olmadığını, davacının çalışmaları bakımından müvekkil kurum kayıtlarının esas olduğunu, davacının ileri sürdüğü iddiaları kurul kayıtlan ile eşdeğer belgelerle ispat etmesi gerektiğini ve tanık beyanları ile yetinilmemesini, davalı işveren kayıtlarının incelenmesini, fiilen çalışmasının ve devamlılık gösterip göstermediğinin ispatlanmasını, asgari ücretten daha yüksek bir ücretle çalıştığı iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini de belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davacının, davalı 1091130 işyeri sicil numaralı Fikret Eyüpoğlu adlı işyerinde 03/07/2006 - 16/09/2006 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden hizmet akdine dayalı olarak sigortasız çalıştığının tespitine, davacının , davalı 1091130 işyeri sicil numaralı ...adlı işyerinde 01/07/2013 - 06/08/2013 tarihleri arasında 36 gün brüt günlük 124,25 TL ücretle çalıştığının tespiti ile fazlatya dair istemin reddine dair karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2013/1163 Esas, 2017/77 Karar sayılı kararının usul ve yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, sunulan ücret belgesinin kredi almak amacıyla da olsa delil olduğu, bilirkişi raporu ile yerinde tespitler yapıldığı, müvekkilinin son net maaşının 2006 yılında 1.750,00 TL, 2007 yılında 2.250 TL, 2008/2.250 TL, 2009 yılında 2.500 TL, 2010 yılındın fesih tarihine kadar 3.500,00 TL net maaş ve prim usulüyle çalıştığının, maaşının 1.125,77 TL'sinin hesaba, kalanının elden verildiği, SGK'ya 1.470 TL maaş bildirildiği, masraf ve avans ödemelerinin hesabına yattığı,... Şubelerine yazılın yazılar ile verilen cevaplarda ücret belgelerinin gönderildiği, müvekkilinin son ücretini yazılı delil ile ispat ettiği, işçinin yazılı delil yükü altına sokulmasının kamu vicdanını yaraladığı gerekçeleriyle,
Davalı Kurum vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, 506 sayılı kanunun 79/10 maddesi gereğince hak düşürücü süreye tabii olduğu, sadece tanık beyanlarına dayanarak hüküm verilmemesi gerektiği, kurum resmi kayıtlarının da nazara alınması gerektiği, tanıkların dönem bordrolarında geçen tanıklar olması gerektiği, kuruman davanın açılmasına sebebiyet vermediği gerekçeleriyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının hizmet tespiti talebi yönünden; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacının hizmet cetvelinin incelenmesinden, davacının davalıya ait iş yerinde, 14.09.2006-06.08.2013 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının, 03.07.2006-14.09.2006 tarihleri arasındaki bildirilmeyen süreler yönünden dinlenen tanık beyanları yeterli değildir.
Mahkemece öncelikle, re'sen araştırma ilkesi gereğince bordroda yer alan çalışanlardan ve komşu iş yeri sahibi veya bordroya geçmiş komşu iş yeri çalışanları arasından re'sen tespit edilecek kişilerin tanık olarak dava ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön