11. Hukuk Dairesi 2018/5882 E. , 2019/8286 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/10/2017 tarih ve 2015/992 E- 2017/1132 K. sayılı kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 05/09/2018 tarih ve 2018/108 E- 2018/638 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1.760.000.- TL bedelli sermayesi olan davalı şirketin 96.871,50-TL tutarındaki hissenin sahibi olduğunu, 10/07/2015 tarihinde genel kurul toplantısında ana sözleşemesinin 6. maddesinin değiştirilerek sermayenin 4.500,000.- TL'ye arttırıldığını, davalı şirket yönetim kurulunun, genel kurula hangi bir sebepten sermaye arttırımına gerek duyulduğu hakkında yazılı bildirimde bulunduğunu, ancak davalı şirketin sermayesinin %87'sini kaybetmesi nedeniyle TTK 376 maddesi uyarınca gerekli tedbirleri almadan sermaye arttırımı yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, tadil tasarına göre şirketin çoğunluk hissesine sahip Erkut Holding A.Ş.'nin davalı şirketten alacaklarından 1.500.000.- TL'sinin, cari hesaplardan alınarak sermaye yedekleri hesabına kaydedildiğini, bu durumda artık bilanço kayıtlarında ihtiyari yedek akçe olarak değerlendirilmesi gereken 1.500.000.- TL'nin, ortaklara hisseleri nispetinde bedelsiz hisse verilmesi gerekeceğini, davalı şirketin sermayesinin arttırılmasının, TTK'nın 376/2 madde hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 10/07/2015 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısında sermayesinin 4.500.000.-TL'ye çıkarılmasına dair alınan kararın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin sermayesi ile kanuni yedekler akçeler toplamının 2/3 zarar sebebiyle karşılıksız kalmadığını, yönetim kurulunun tespitleri doğrultusunda şirketin mevcut borçlanmaları ve kredibilitesi gözönüne alınarak sermaye yapısının ve öz kaynaklarının güçlendirilmesi zorunluluğunun doğduğunu, TTK 376 maddesinde belirlenen koşulların mevcut olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı şirket sermayesinin 2/3'ünü kaybetmediği, aksine sermayenin %48'inin korunduğu, bu nedenle TTK 376. maddesindeki tedbirlerin alınması gerekmediği, usulüne uygun yapılan olağanüstü genel kurul toplandısında alınan sermaye artırımı kararının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesiyle aynı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulması üzerine davalı vekilince de katılma yoluyla istinaf isteminde bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, yalnızca davacı vekilinin istinaf istemi yönünden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf istemi yönünden gerekçede bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 359/1-d, e ve f bentleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararları taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri, uyuşmazlığı sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu ve hüküm sonucu hususlarını ihtiva etmelidir. Yine aynı maddenin 2. bendi uyarınca da hükmün sonuç kısmında taleplerin her biri hakkında verilen hüküm açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, davalı vekilince katılma yoluyla yapılan istinaf istemi değerlendirilmeksizin ve hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden re’sen bozularak tarafların istinaf istemleri hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine iadesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2018/5882 E. , 2019/8286 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat