11. Hukuk Dairesi 2019/1321 E. , 2019/8002 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2019/1321 E. , 2019/8002 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/11/2017 tarih ve 2016/1422 E- 2017/830 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 23/01/2019 tarih ve 2018/324 E- 2019/69 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı karşı davalı vekili, müvekkillerinin murisi... ile davalının dava dışı Örsan Yapı Yalıtım Sis. Yapı Malz. ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'nin hissedarı olduklarını, murisin vefatından sonra müvekkilleri ile davalı karşı davacı arasında ortak malların ve şirketteki hisselerin paylaşımı konusunda 22.11.2012 tarihli protokol tanzim edildiğini, bu protokolle davalı karşı davacı adına kayıtlı 41 L 3137 plakalı Ford marka aracın protokolün imzalanmasından itibaren 1 ay içerisinde müvekkiline tüm borçları ödenmiş şekilde devredileceğinin, aracın borçlarının sadece 2.500 TL'lik kısmının davalı karşı davacı tarafından karşılanacağının ve bu 2.500 TL'nin de davalı karşı davacı tarafından müvekkili adına ödenip yine protokolde haricen belirlenen bedelden mahsup edileceğinin, bu mahsup sonrası kalan 7.500 TL nakit paranın müvekkiline Nisan 2013 tarihine kadar ödeneceğinin ve ayrıca müvekkilleri murisi ile davalı karşı davacının birlikte satın aldıkları arsanın %37 oranındaki hissesinin müvekkili ...'e devredilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı karşı davacının protokol hükümlerini yerine getirmediğini, protokolde anılan arsanın 225.000 TL'ye alınmış olup, bunun 140.000 TL'sinin davalı karşı davacı ile müvekkillerinin murisi tarafından ödendiğini, protokolde anılan şartlara uyulmaması halinde diğer tarafın zararının yanında 25.000 TL cezai şart ödeneceğinin de kararlaştırıldığını, davalı karşı davacının protokol gereklerini yerine getirmemesi üzerine çekilen ihtarla protokol hükümlerinin yerine getirmesinin istenildiğini ancak davalı karşı davacının protokol hükümlerine uymadığı gibi şirketle ilgili her türlü tasarruf konusunda da tek yetkili olmasını kullanarak şirketi zarara uğratıp iş yapamaz hale getirdikten sonra şirketin feshini ve tasfiyesini istediğini ileri sürerek şimdilik araç bedeli için 10.000 TL, nakit belirlenen değer olarak 7.500 TL, 25.000 TL cezai şart ve protokoldeki arsanın rayiç değerinin %37'sine karşılık 83.000 TL olmak üzere toplam 125.500 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; 05.05.2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle protokolde belirtilen taşınmazın %37 hissesine isabet eden 132,83 m2'lik kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tescil talebi kabul edilmediği takdirde, terditli olarak hisseye isabet eden kısma ödenen bedel ve dava tarihindeki değeri itibariyle oluşan munzam zarar da dikkate alınarak 112.905 TL'nin dava dilekçesinde talep edilen 25.000 TL cezai şart, 10.000 TL araç bedeli ve 7.500 TL para ile birlikte dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; karşı davanın ise reddini savunmuştur.
Davalı karşı davacı vekili, müvekkilinin davacı karşı davalıların murisi... ile dava dışı şirkette %50 ortak olduklarını, İsmail Örnek'in 18.08.2012 tarihinde vefatı üzerine mirasçıları olan davacı karşı davalılara müvekkiline ait şirket hisselerini devralmaları için ihtar çekildiğini ancak sonuç alınamadığını, bunun üzerine müvekkilinin şirket müdürü olduğunu, taraflar arasında davacı karşı davalılara miras yoluyla geçen hisselerin müvekkiline devredilmesi maksadıyla 22.11.2012 tarihli protokolün imzalandığını, bu protokol hükümlerine aykırı olarak davacı karşı davalının hisse devrini gerçekleştirmediğini, kendi edimini yerine getirmeyen davacı karşı davalının anılan taleplerde bulunamayacağını, davacı karşı davalının hisse devrine yanaşmaması nedeniyle şirketin işlemez hale geldiğini, bu durumun ve müvekkilinin hisse devri gerçekleşmediğinden protokol hükümlerini yerine getirmediğinin davacı karşı davalıya ihtarlarda bildirildiğini, tüm bunlara rağmen müvekkilince protokoldeki aracın fiilen derhal davacı karşı davalı ...'e teslim ettiğini savunarak asıl davanın reddini istemiş; karşı davada ise 22.11.2012 tarihli protokole göre 25.000 TL cezai şartın ve müvekkilinin sözleşmenin uygulanmaması nedeniyle uğradığı zarara karşılık 5.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tapulu taşınmazların satış ve devrine ilişkin sözleşmelerde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60. maddeleri gereği resmi şeklin geçerlilik koşulu olduğu, resmi şekil şartını taşımayan bir sözleşmeye dayanarak tescil talep edilmesinin mümkün olmadığı ve geçerlilik şartını ihtiva etmeyen sözleşmelerin tarafların leh veya aleyhine sonuç doğurmayacağı, 2918 sayılı KTK'nın 20/2.d maddesi ve TTK'nın 595. maddesi gereğince araç devir işlemlerinin de noter aracaılığı ile yapılmasının geçerlilik şartı olarak düzenlendiği, yine TTK'nın 595. maddesinde pay devrinin noter onaylı şekilde yapılmasının geçerlilik şartı olduğu, anılan şekil şartlarını öngören sözleşmelerin ön sözleşmelerinin de asıl sözleşmelerin şekline tabi olacağı, somut olayda da taraflar arasındaki protokolün adi yazı ile düzenlendiği, içeriğindeki hükümlerin ön sözleşme mahiyetinde olduğu kabul edilse dahi anılan şekil şartlarına uyulmadığı ve bu nedenle davacı karşı davalıya tapu iptal ve tescil hakkı bahşetmeyeceği, davacı karşı davalının terditli munzam zarar ve sözleşmedeki cezai şart hükümleri, araç bedeli ve 7.500 TL bedel talebine gelince, taraflar arasındaki protokolün 4. maddesi gereği hisse devri yapıldıktan sonra diğer devir işlemlerinin yapılacağının kabul edildiği, davadan çok sonra dahi davacı karşı davalıların şirketin ortağı olarak göründükleri, bu haliyle davacı karşı davalılar dava ve ıslah tarihi itibariyle kendi edimlerini ifa etmediklerinden davalı karşı davacıdan da sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesini isteyemeyecekleri, tarafların protokoldeki cezai şart maddesine dayanan talepleri yönünden ise, TBK'nın 182/2. maddesine göre asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse ifası istenemeyeceğinden şekil şartlarını ihtiva etmediğinden geçersiz olan protokole istinaden cezai şart talep edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön