11. Hukuk Dairesi 2018/5775 E. , 2019/7945 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23.03.2016 tarih ve 2015/223-2016/96 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı Kurum vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin esas unsuru “A 101” ve “A YÜZBİR” ibareleri tarafından temsil edilen birçok tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2013/36466 sayılı, “YÜZBİN” ibareleri marka tescil başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkin edilmesini istemiştir.
Davalılar, karşılaştırma konusu markalar arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunmalar ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı başvurusuna konu işaretin “YÜZBİN” ibaresi olduğu, markadaki asıl ve ayırt edici unsurun da yine bu ibare olduğu, başvuru konusu işarette davacı markalarında “R” olarak yer alan harfin yerine “N” harfinin kullanılmış olduğu, ancak bunun başvuru konusu işareti davacı markalarından farklılaştırmadığı, başvuru kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetlerin davacı markalarının kapsamında da yer aldığı, davacının “A 101” ibareli seri markalarının bulunduğu, davalı başvurusunun da bu seri markalara sızdığı, anılan hususların taraf markaları arasında iltibasa sebebiyet vereceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davaya konu YİDK kararının iptaline, başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinin 1. fıkrasında, UYAP, “Adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir” şeklinde tanımlandıktan sonra “Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” denilmiştir. Anılan maddenin gerekçesinde, UYAP kapsamındaki tüm birimlerde her türlü yargısal, idari ve denetim faaliyetlerinin bu sistemle elektronik ortamda yürütüleceği belirtilmiştir. Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 5/1. maddesine göre 'İş süreçlerindeki her türlü veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin her türlü kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme işlemleri ile uyum ve işbirliği sağlanmış dış birimlerle yapılacak her türlü işlemler UYAP ortamında gerçekleştirilir.' düzenlemesi yer almaktadır (Dairemizin, 07.02.2019 gün, 2018/5815 Esas- 2019/771 Karar sayılı ilamı).
Dosya kapsamından, dosyada fiziken bulunan gerekçeli kararla, UYAP sisteminde kayıtlı bulunan gerekçeli kararın farklı olduğunun anlaşılması üzerine, Dairemizin 01.11.2019 tarihli eksilik talep yazısıyla, mahkemeden, söz konusu yanlışlığın, huzurdaki davayla alakasız olduğu tespit edilen gerekçeli kararın sistemden silinerek, doğru gerekçeli kararın sisteme yüklenmesi suretiyle giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece, bu hususta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Müdürlüğü ile yazışma yapıldığı, anılan kurum tarafından verilen cevabi yazıyla, silme işleminin mümkün olmadığının belirtilmesi üzerine de, mahkemece, doğru gerekçeli kararın UYAP sistemine yüklendiği ve huzurdaki davayla alakası bulunmayan gerekçeli kararın karşısına da sehven yüklendiği şeklinde şerh düşüldüğü görülmektedir. Ancak UYAP sisteminde halihazırda 2 farklı gerekçeli karar bulunması karşısında söz konusu yanlışlığın giderildiğinden söz edilmez. Belirtilen durum, yukarıda zikredilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırılık oluşturduğu gibi hükmün infazı bakımından da tereddüde mahal verebilecek niteliktedir. Bu itibarla, birbirinden farklı 2 ayrı gerekçeli karar içermesi sebebiyle, infazda tereddüt oluşturabilecek nitelikte olan kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre, davalı kurum vekilinin uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Kurum'a iadesine, 09/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, marka başvurusuna vaki itirazın reddine dair TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, gerekçeli karardan bir örneği fiziken dosyada hıfzedilerek birer nüshası da taraf vekillerine tebliğ edilmiş, karar davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, Dairemizce yapılan ilk incelemede, dosyada fiziki olarak muhafaza edilen karar ile UYAP ortamında mevcut kararın birbirinden farklı olduğu ve elektronik ortamda saklanan kararın eldeki dava ve davanın tarafları ile ilgisi bulunmayan 2015/163 Esas sayılı bir başka dava dosyasına ait karar olduğu anlaşılmıştır.
Bunun üzerine, temyize konu dosyaların ön incelemesinde saptanan ve dosyanın tümüyle iadesini gerektirmeyen eksikliklerin süratle giderilmesi, “geri çevirme” kararları nedeniyle ortaya çıkan zaman kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla, Dairemizce ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde geliştirilen ve benzer tüm dava dosyaları için yapılan bir uygulama kapsamında, yerel mahkemeye UYAP üzerinden yazılan bir müzekkere ile elektronik ortamdaki hatalı kayıt işleminin düzeltilmesi, dosyada fiziken mevcut ve eldeki davaya ilişkin kararın UYAP ortamına da aktarılması, elektronik ortamda mevcut olup eldeki dava ile ilgisi bulunmayan kararın ise sistem dışına çıkarılması suretiyle işlem yapılarak sonucundan bilgi verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizin açıklanan çerçevedeki 1.11.2019 tarihli müzekkeresi üzerine, yerel mahkemece 13.11.2019 tarihli “UYAP Uygulamaları Düzeltme Talep Formu” düzenlenerek müzekkerenin gereğine tevessül edilmiş ancak Bilgi İşlem Müdürlüğünün aynı tarihli yazısı ile kimi sakıncalara işaretle, özetle, elektronik ortama yanlış aktarıldığı anlaşılan kararın sistemden silinmesinin mümkün olmadığı, bu tür durumlarda tutanak tutularak işlemlere devam olunması gerektiği konusunda yerel mahkeme bilgilendirilmiştir. İlgili birimin cevabi yazısı üzerine, yerel mahkemece, dava dosyasında fiziken mevcut olup taraflara da tebliğ edilmiş bulunan gerekçeli kararın UYAP ortamına aktarılması sağlanmış, dosya ve taraflarla ilgisi bulunmayan, esas ve karar numaraları farklı diğer karara ise “sehven kayıt” şerhi konularak keyfiyetten Dairemize bilgi verilmiştir.
Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan süreç sonucunda, Dairemizin 01.11.2019 tarihli müzekkeresi çerçevesinde gereği yerine getirilmiş, HMK’nın 300, 301 ve 445. maddeleri ve ilgili Bilgi İşlem Müdürlüğünün önerisi çerçevesinde bidayette elektronik ortamda gerçekleştirilen hatalı kayıt işlemi ile ortaya çıkabilecek sakıncaların giderilmesi sağlanmış, kısaca maksat hasıl olmuştur.
Hal böyle olmakla birlikte, Dairemiz çoğunluğu tarafından davalı yanın temyiz itirazlarının incelenmesi yerine, ortada aynı dosyaya ait iki ayrı gerekçeli kararın varlığından bahsolunarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Çoğunluk görüşüne katılmama olanak yoktur. Şöyle ki, Dairemizin işarı ve yerel mahkemenin ilgili birimin önerisine uygun biçimde gerçekleştirdiği düzeltme işleminden sonra, artık, ortada aynı davaya ilişkin iki ayrı gerekçeli kararın varlığından ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek kimi sakıncalı durumlardan söz edilemez. Tarafları, esas ve karar numaraları ve her şeyden önemlisi içeriği ile anlaşıldığı üzere işbu davaya ilişkin olduğu kuşkusuz bulunan ve taraflara da bu haliyle tebliğ edildiği anlaşılan gerekçeli kararın bir nüshası fiziken dava dosyasında, bir nüshası da UYAP ortamında aynen mevcut ve kayıtlıdır. Saklanan nüshalar arasında herhangi bir fark bulunmadığı açık olup tarafların kendilerine tebliğ edilen nüshaların farklı olduğuna yönelik herhangi bir itirazları da mevcut değildir. Keza, dosya ile ilgisi bulunmadığı, bir başka dava dosyasına ait olduğu anlaşılan kararın ise yine elektronik ortamda gerekli şerh verilmek suretiyle dava dosyası ile irtibatlandırılmasının önüne geçilmekle çoğunluk görüşünde yer verilen kimi sakıncaların ortaya çıkması ihtimalinden de söz edilemez.
Tüm bu açıklanan hususlar ve özellikle yasal ve anayasal usul ekonomisi ilkeleri ve ortada esas yönünden verilen karara etki edecek bir yargılama hatası bulunmadığı da gözetilerek, çoğunluk oyuyla verilen bozma kararının hatalı olduğu, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.
11. Hukuk Dairesi 2018/5775 E. , 2019/7945 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat