11. Hukuk Dairesi 2017/3841 E. , 2019/2769 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30/03/2015 gün ve 2013/178 - 2015/224 sayılı kararı onama - bozma Daire'nin 11/05/2017 gün ve 2016/15098-2017/2834 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...'nin diğer davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu ve 2000 yılında müvekkili şirkete başvurarak davalı şirketin maliki olduğu soğuk hava deposunu yangına karşı sigorta ettirmek istediğini, yapılan ekspertiz incelemesine güvenen müvekkilinin bu incelemede tespit edilen değer üzerinden taşınmazı sigorta ettiğini, daha sonra davalı şirketin 07.12.2001 tarihinde çıkan yangında sigortalı binanın tamamen hasara uğradığını bildirerek sigorta bedelini talep ettiğini, yapılan incelemeler sonucunda dolandırıldığını anlayan müvekkilinin sigorta bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalının müvekkiline karşı Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ihtiyati tedbir talepli itirazın iptali davası açtığını, anılan mahkemece müvekkilinin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, Hatay 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.04.2003 tarihli ilamı nedeniyle 2.150.659,41 TL ilam harcının 23.12.2003 tarihinde Maliye'ye ödendiğini, harcın 30.11.2004 tarihinde geri alınabildiğini bu süre zarfından bu meblağın kullanma hakkından yoksun kalan müvekkilinin avans faizi oranına göre zararının 1.050.573,86 TL olduğunu, davalılar 30.11.2004 tarihinde temerrüde düştüklerinden dava tarihine kadar işlemiş fazi ile birlikte toplam 2.224.194,39 TL alacaklı olduğunu, temyiz harcının yatırılması nedeniyle uğranılan zararın toplam 626.928,98 TL, ihtiyati tedbir nedeniyle mevduatlarının kullanılmaması nedeniyle uğradıkları zararın toplam 3.666.063,81 TL olduğunu ileri sürerek, toplam ana para ve işlemiş faiz olmak üzere 6.517.187,19 TL zararlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsiline karar verilmesi dava ve talep edilmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yetkisizlik kararına yönelik bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket yönünden davanın kabulüne, davalı ... hakkındaki davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili ve davalı şirket vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve esasen işbu davanın, karar düzeltme istem dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere davalılardan şirket tarafından sigortacı aleyhine açılan dava ve konulan haksız ihtiyati tedbir nedeniyle görüldüğü ileri sürülen zararın tazmini istemine yönelik açıldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 09/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Somut uyuşmazlıkta;
Davacı ... ile davalı şirket arasında düzenlenen Yangın Sigorta Poliçesine konu soğuk hava tesislerinin, poliçe süresinin bitimine birkaç gün kala yanması ve rizikonun gerçekleşmesi üzerine sigorta tazminatı 43.854.903.000.000.-TL'nin ödenmesi istemi ile sigortalı tarafından sigorta şirketi aleyhine yapılan ilamsız icra takibine itiraz sonucu açılan itirazın iptali davasında, davanın reddine karar verilmiş olup, davacı ... itirazın iptali davasında, tüm bankalardaki hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, itirazın iptali davasında bozmadan önce bakiye karar ve ilam harcı ile temyiz peşin harcı ödediğini, bozmadan sonra ihtiyati tedbirin kaldırılması ve harçların kendisine iade edilmesine kadar olan süreçte zararının doğduğunu, davalı sigortalı şirketin haksız dava açması ve ihtiyati tedbir koydurması, diğer davalının da şirket yönetim kurulu başkanı olarak sigorta dolandırıcılığı suçundan mahkum olması, zarardan hem sigortalı şirketin hem de yönetim kurulu başkanı olan diğer davalının birlikte sorumlu bulunmaları nedeniyle fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 100.000,00 TL zararının tazminini istemiştir.
Yerel Mahkemece, davacının bankalardaki mevduat hesaplarına ilgili bankalarca avans faizi işletildiği, ihtiyati tedbir nedeniyle davacının bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle bu kalem tazminat istemi yönünden davanın reddine, davacı tarafından yatırılan ancak bozma sonrası kendisine iade edilen harçlar yönünden davacı zararının 3.798.365,93 TL olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak bu kalem tazminat yönünden davanın kabulüne, davalı yöneticinin itirazın iptali davasında taraf olmaması ve sigorta poliçesi ile de bir ilgisinin bulunmaması nedeniyle aleyhindeki davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ... tarafından, davalı yöneticinin de sorumluluğunun bulunduğu, davalı şirket tarafından da itirazın iptali davasındaki harçlar nedeniyle sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dairenin 11.05.2017 tarih ve 2016/15098 E. 2017/2804 karar sayılı kararı ile davacının temyiz itirazları red edilerek, davalı temyizi yönünden 'açılan ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat davasında, harçlar nedeniyle olağan zararın tazminini talep edilemeyeceği '' gerekçesiyle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Davacı vekilinin karar düzeltme istemi yazılı gerekçe ile sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilmiştir.
Davacının karar düzeltme isteminin reddine ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
1-Dava dilekçesi ve dosya içeriğinden davacının tazminat istemi haksız ihtiyati tedbir ile aynı zamanda aleyhine haksız dava açılmasına dayanmaktadır.
Haksız ihtiyati tedbire konu kalem zarar yönünden dava red edilmiş olup, bu yönde verilen karar davacı tarafından temyiz edilmemiştir.
Harçlar nedeniyle doğan davacı zararı ise, dava dilekçesinde de görüldüğü üzere açıkça haksız dava açılmasına dayandırılmıştır.
Mahkemece bu yönde inceleme yapılarak, haksız açılan dava nedeniyle hesaplanan davacı zararına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının, harçlar nedeniyle doğan zararının haksız dava açılması sebebine dayalı olması, bu hususun dava dilekçesinde açıkca vurgulanmasına rağmen sayın çoğunluk tarafından bu olgunun gözardı edilerek yerel mahkeme kararının bozulması ve bu yöne ilişkin davacının karar düzeltme isteminin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu yöne ilişkin davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
2-Hakkındaki davanın reddine karar verilen diğer davalı ..., davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olup “sigorta bedelini almak maksadıyla nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/300 E, 2005/273 K sayılı kararı ile mahkum olmuştur.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK 336/5 maddesinde tarif edilen gerek kanunların gerekse sözleşmelerin kendisine yüklediği sair vazifelerin kasten ve ihmal neticesi yapılmamasından kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve yine TTK 321/son maddesinde de, temsile ve idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirketin sorumlu olacağı hükme bağlandığından davalı ..., davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olarak gerek M.K. 50 maddesi ve gerekse de TTK 321/son maddesi uyarınca davalı şirket ile birlikte davacı zararından sorumludur.
Davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin de kabulü ile adı geçen davalıya yönelik onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, davalı ..., yönünden de karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
11. Hukuk Dairesi 2017/3841 E. , 2019/2769 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat