11. Hukuk Dairesi 2020/2428 E. , 2020/3635 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07/09/2017 tarih ve 2017/185 E- 2017/234 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kısmen kabulüne ve buna göre yeniden hüküm kurulmasına dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 30/05/2018 tarih ve 2017/2057 E- 2018/901 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka tarafından davacı hakkında başlatılan icra takibine dayanak genel kredi kefaletnamesinin yetkili temsilcilerince imzalanmadığından geçersiz olduğunu, basiretli bir tacir olan davalı bankanın sözleşmenin imza aşamasında imza sirkülerini veya yetki belgesini incelemesi gerektiğini, yetkili genel sekreter imzasını içermeyen sözleşme nedeniyle davacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı bankanın basiretli bir tacir olduğu düşünüldüğünde kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davaya konu takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Genel Müdürlük ilgili birimleri ile yapılan değerlendirmede davacının haklılığının anlaşıldığından davayı kabul ettiklerini belirterek davanın kabulü ile davalı aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talebi bulunduğu, davalının cevap dilekçesi ile davayı kayıtsız şartsız kabul ettiği gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, İİK'nın 72/5 maddesi uyarınca alacaklı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesi için takibin haksız olmasının yeterli olmadığı, aynı zamanda alacaklının kötü niyetli olduğunun ileri sürülüp ispatlanması gerektiği, somut olayda alacaklının kötü niyetli olduğunun ileri sürülmediği, davalı tarafça da dava kabul edilmiş olduğundan davalının kötüniyetli olduğundan söz edilmeyeceği, davalının kabul beyanının dilekçeler aşamasında gerçekleşmiş olması nedeniyle Harçlar Kanunu'nun 22. maddesine göre hesaplanan nispi karar ve ilam harcının 1/3'ünün alınması gerektiği mahkemece 1/2'ye karar verilmesinin yerinde olmadığı, mahkemece hesaplanan vekalet ücretinin doğru olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf isteğinin reddi ile hükmedilen karar ve ilam harcı ile kötü niyet tazminatına yönelik istinaf isteğinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabul nedeniyle kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince somut olayda dava dilekçesinde davalının kötü niyetli olduğunun ileri sürülmediği saptaması yapılarak, davayı kabul eden davalı bankanın kötü niyetli olamayacağı gerekçesiyle kötü niyet tazminatına karar veren ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinin açıklamalar kısmında ve netice-i talep bölümünde açıkça davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmakla birlikte basiretli tacir olan bankanın, kurum adına imza atılırken imza sirküsüne ve yetki belgesine dikkat etmesi gerektiğinden ve davalı bankanın davacının yetkili temsilcilerini bilebilecek durumda olduğundan kötü niyet tazminatı isteğinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29.09.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/2428 E. , 2020/3635 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat