11. Hukuk Dairesi 2020/1550 E. , 2020/3246 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/03/2019 tarih ve 2018/50 E- 2019/342 K. sayılı kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 12/02/2020 tarih ve 2020/132 E- 2020/209 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı kurum temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mustafa Ibrahim Adır tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Çağan Güvenlik Tem. İnş. Sosyal Hiz. İlaç San. Tic. Ltd. Şti.'den rücuen alacağının tahsili için dava açıldığını, ayrıca bu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava ve icra takibi sırasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, Çağan Güvenlik Tem. İnş. Sosyal Hiz. İlaç San. Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı yanca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, ihyası talep edilen şirketin 5174 sayılı Yasa gereğince odaca kaydı silinmesi nedeniyle TTK'nın geçici 7. maddesi kapsamında kaydının resen silindiği, oda kaydı silinmesinin TTK'nın geçici 7. maddesi kapsamında terkin gerekçesi olamayacağı, şirketin terkin sürecinde derdest dava bulunduğu, bu nedenle de terkin yapılmasının mümkün olmadığı, dava açılmasına yanlış işlem yaparak davalının sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Çağan Güvenlik Tem. İnş. Sosyal Hiz. İlaç San. Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına, tasfiye memuru olarak şirket ortakları ... ile ...'ın atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum temsilcisi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Ticaret Sicil Müdürlüklerince 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi kapsamında re’sen terkin işlemi yapılabilmesi için aynı Yasa hükmünün 4/a maddesi uyarınca, şirkete ve şirket yetkilisine ihtar yapılması gerektiği, somut uyuşmazlıkta, ihyası talep edilen şirket yetkilisine yapılmış bir tebligat bulunmadığı gibi, şirkete yapılan tebligatın da bila tebliğ iade edildiği, ihtar Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmişse de, şirkete ve yetkilisine tebligat yapılmadan doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapılmasının usule aykırı olduğu, bu nedenle re’sen terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, ayrıca, davalı kurumca, ihyası istenilen şirketin oda kaydının silindiğinden bahisle re’sen terkin edilmesine karar verilmişse de, oda kaydının silinmesi hususunun TTK’nın Geçici 7. maddesinde tadadi olarak sayılmış re’sen terkin sebepleri arasında sayılmadığı, davalı kurumca bu hususta Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin' Tebliğ dayanak olarak alınmışsa da, idare tarafından çıkarılan ve ikincil bir düzenleme olan söz konusu tebliğin üst norm olan TTK’ya aykırı olması sebebiyle bu hususta dayanak olamayacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi içtihatlarında da bu hususun belirtildiği, yapılan re’sen terkin işleminin bu yönüyle de usulsüz olduğu, mahkemece ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmışsa da, somut olayda 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi kapsamında re’sen yapılmış bir terkin işlemi bulunduğu, bu durumda ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığı gibi tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı, bu sebeple ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması kararında isabet görülmemiş ise de davalı temsilcisinin bu yönde herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığından anılan hususun ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekçesi yapılmadığı ve bu hususun eleştirilmesiyle yetinildiği, belirtilen sebeplerle davalı kurumun usulsüz terkin işlemi yaparak bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından mahkemece aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum temsilcisi temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum temsilcisinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 29/06/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/1550 E. , 2020/3246 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 55 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 53 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 111 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 102 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 70 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat