11. Hukuk Dairesi 2018/2923 E. , 2020/98 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/04/2017 tarih ve 2014/1088 E. - 2017/377 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 15/02/2018 tarih ve 2017/1027 E. - 2018/121 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.01.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı Eaj İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, davalı Eaj İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 21.09.1998 tarihinde müvekkili ...’un %95, dava dışı ...’in %5 ortaklığı ile kurulduğunu, 28.11.2002 tarihinde dava dışı ... %5 payını müvekkili ...’ya devrettiğini, davalı şirketin 28.11.2002 tarih, 2002/1 nolu ortaklar kurulu kararıyla yasal prosedüre uygun olarak müvekkilinin ortaklığa kabul edildiğini, müvekkili ...’un 09.05.2003 tarihinde %95 payının %57’sini davalı ...’a, %38’ini dava dışı ...’ye devrettiğini, müvekkili ...’nın da 13.05.2003 tarihinde noter sözleşmesi ile %5 payını yine davalı ...’a devrettiğini, işbu devirlerle ilgili olarak davalı şirketin 13.05.2003 tarihli 4 nolu ortaklar kurulu kararının alındığını, sözkonusu kararın henüz davalı şirkete ortak olmayan ortak adayı pay devralanlar davalı ... ve dava dışı ... tarafından alındığını, payı devreden müvekkillerinin ortaklar kurulu kararında imzalarının bulunmadığını, kararın bu şekliyle tescil ve ilan edildiğini, dava dışı ...’nin 22.06.2004 tarihli noter senedi ile %38 payını dava dışı ... ...’e devrettiğini, yine pay devreden dava dışı ... ile davalı ...’ın toplanarak karar almaları gerekirken, davalı ... Tevfik Baysal’ın henüz ortaklık sıfatına sahip olmayan dava dışı ... ... ile biraraya gelerek 25.06.2004 tarih, 5 nolu ortaklar kurulu kararını aldıklarını, böylece dava dışı ... ...’in ortaklığa kabul ve bu kararın da ticaret sicilinde tescil ile ilan edildiğini, sonrasında dava dışı ... ...’in %38 payını 15.02.2006 tarihinde halen davalı şirketin ortağı görünen davalı ...’a, davalı ...’ın da %62 payını davalı ...’e devrettiğini, bu devirden sonra davalılar ... ve ...’ın henüz ortak adayı olmalarına rağmen kendilerini ortak yerine koyarak 15.02.2006 tarih, 2006/1 nolu ortaklar kurulu kararını aldıklarını, oysaki bu kararın payı devreden ortaklar davalı ... ve ... ... tarafından alınmasının gerektiğini, 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesinde düzenlenen emredici hükme aykırı olan 13.05.2003 tarih, 4 nolu kararın yok hükmünde olduğunu, dolayısıyla tüm hisse devirleri ve bu konuyla ilgili alınan tüm ortaklar kurulu kararları hükümsüz olduğundan davalılar ... ve ...’ın hiç bir zaman davalı şirketin ortağı olamadıklarının kabulü gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 13.05.2003 tarih, 2003/4 nolu, 25.06.2004 tarih, 5 nolu ve 15.02.2006 tarih, 2006/1 nolu pay devirlerinin onaylanması ve kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararlarının yok hükmünde olduklarının tespitine, davalılar ... ve ...’ın davalı şirketin ortağı sıfatını kazanamadıklarının ve halen ortaklık sıfatlarının bulunmadığının tespiti ile müvekkiller ... ve ...’nın davalı şirketin yasal ortağı olduklarının tespiti ile davalı ... kayıtlarının ./..
bu şekilde düzeltilerek müvekkillerinin davalı şirket ortağı olarak tescili ile ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Müdürlüğü vekili, kararın mevzuat hükümlerine uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu ortaklar kurulu kararlarının hukuka aykırı olmadığını, şirket hisselerini devralan ortakların katılımıyla kararların alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacıların şirket hisselerini devir etme iradelerini noter devirleriyle ortaya koyduklarını, davaya konu ortaklar kurulu kararının alındığı tarih itibariyle şirkette eski ortak bulunmadığını ve dolayısıyla hisse devirlerine onay veren ortaklar kurulu kararının devralan yeni hissedarlar tarafından alındığını, davacıların uzun yıllardan sonra ortaklar kurulu kararlarının geçersizliğini ileri sürmelerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı E.A.J. İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi vekili, davacılar kardeş olup müvekkili şirketin eski ortaklarından olduğunu, söz konusu ortaklar kurulu kararı ile şirket hisselerinin %100’üne tekabül eden paylarının tamamını devrettiklerini, esasen davacıların amacının üzerinde hiçbir hakları olmadığı halde şirketin gayrimenkulünü elde etmeye yönelik olduğunu, ortaklar kurulu kararından on yıl sonra butlan iddiasının ileri sürülmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sadece dava dışı ... için önceden belirlenmiş bir taşınmazı satın almak ve taşınmazı adı geçenin hesabına muhafaza etmek amacıyla kurulduğunun ihtilafsız olduğunu, başka bir ifadeyle şirketin kuruluş amacının ticari bir faaliyet göstermekten ziyade söz konusu taşınmazı emanet olarak elde tutmak olduğunu, ancak davacıların şirket gayrimenkulü ile geçinmek ve sebepsiz zenginleşmek için bir çok davalar açtığını ve kötü niyetle hareket ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen (İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1251E.sayılı) davada, davacılar vekili, hisse devir süreçleri özetlenerek davalı ...’e inançlı işlemle intikal etmiş olan dava dışı EAJ İç ve Dış Ticaret Ltd.Şti.’nin %62 payının müvekkili ...’a aidiyetinin tespiti ile iadesine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde gerekli düzenlemelerin yapılarak davalı ... adına kayıtlı %62 pay kaydının terkinine müvekkili M.Salim Öztoksoy adına kayıt ve tescili ile ilan ettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalı şirketin hisseleri müvekkilinin arkadaşı olan davacı ...’un sıkıntılarından kurtarmak amacıyla ricası üzerine müvekkilince bedelsiz alındığını ve bedel alınmadan davacının talebi üzerine diğer davalı ...’e devredildiğini beyan etmiştir.
Davacılar vekili 01.10.2014 tarihli dilekçesiyle, Denniss Aleksander Albada ve Albada Emlak Geliştirme ve Yatırım Limited Şirketini davaya dahil etmiştir.
Davalılar Denniss Aleksander Albada ve Albada Emlak Geliştirme ve Yatırım Ltd. Şti. vekili, davacının taleplerinin tamamının aynı davalılara karşı daha önce ikame ettiği ve halen derdest olan davanın olduğunu, derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davalı şirketin kurucu hissedarı ve müdürü olan davacı ... ile dava dışı ... arasında imzalanan inanç sözleşmesi gereğince kurulan davalı şirketin dava dışı ... nam ve hesabına hareket ederek taşınmaz iktisap etmek amacıyla hareket ettiğini, bu bağlamda satın alınan taşınmazı ve şirket hisselerini adı geçenin kendisine veya onun tarafından gösterilecek kişiye devretme borcu altında olan davacının bu borcun ifasından kaçındığını ve şirket hisselerini peş peşe devirler yapmak suretiyle kaçırdığını, hisseleri devralanların da bu inanç sözleşmesinden haberdar olduklarını, nitekim davalılardan ...’in dava dışı ...’nın açık talimatı doğrultusunda hisselerini müvekkillerine devrettiğini, bu kapsamda hisseler üzerinde hiçbir hakkı bulunmayan davacıların hisseleri iade talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen (İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/241 E. sayılı) davada, davacılar vekili, hisse devir süreçleri özetlenerek davaya konu hisselerin bedelsiz muvazaalı devirlere konu olduğunu ileri sürerek davalı şirketin muvazaalı olarak devre konu hisselerinden ...’in sahibi olduğu %62 payın müvekkillerine aidiyetinin adlarına tesciline ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının düzeltilmesine tespiti ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı ... ile Hollanda vatandaşı ... Jelgersma arasında imzalanan 08.12.1998 tarihli sözleşme gereğince kurulan Türk şirketi davalı EAJ İç ve Dış Ticaret Ltd Şti.adına Türkiye'de bir arazi (yatırım) alınması hususunun kararlaştırıldığı, bu doğrultuda dava dışı ... Jelgersma tarafından 4.500.000 USD tutarında bir bedelin davacıya gönderildiği, davacının da yediemin olarak aralarındaki sözleşme gereğince şirketin tüm hisselerini ve taşınmazı dava dışı ... Jelgersma ya da onun belirleyeceği bir tarafa devir ve temlik edeceği ve bu kişinin talimat ve çıkarları doğrultusunda hareket etmesi konusunda anlaşma yapıldığı, bu doğrultuda dava dışı ...’nın edimini yerine getirdiği, ancak davacının bu şekilde kurulan şirketteki hisselerini başkalarına bedelsiz muvazaalı olarak devrettiği, sonrasında asıl ve birleşen davalarını ikame ettiği, asıl davada davalı şirketin 13.05.2003 tarihli ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitinin istendiği, bu kararda davacılar ... ve ...’un hisselerinin tamamını, davalı ...’a ve ...’ye devrettikleri, hisse devrinin onayına ilişkin ortaklar kurulu kararının hisseleri devralan ...ile ...’nin katılımı ile alındığını, keza hisse devrinin onayına ilişkin 22.06.2004 tarihli ortaklar kurulu kararında ...’nin hisselerinin tamamı ... ...’e devretmiş olduğundan, bu kararın da 6762 sayılı TTK’nın 520.maddesindeki amaca uygun olarak şirkette kalan ... ile ... ... tarafından onaylandığı, 15.02.2006 tarihli ortaklar kurulu kararında ise ...ile ... ...’in hisselerinin tamamını ... ile ...’a devrettikleri, şirkette kalan ... ve ... tarafından hisse devri kararının onaylandığı, dava konusu hisse devirlerinin onaylanmasına ilişkin davalı şirketin ortaklar kurulu kararlarının 6762 sayılı TTK.’nun 520.maddesine uygun olduğu, ayrıca davacıların hisselerinin noter huzurunda gerçekleştirdikleri hisse devri sözleşmesiyle devrettikleri, hisse devirlerinin onayına ilişkin ortaklar kurulu kararlarını imzalamadıkları şeklindeki iddialarının TMK.’nun 2.maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirildiği, davacıların hisse devirlerini yapıp şirketten ayrıldıktan on yıl sonra kendilerinin sebep olduğu şekle aykırılıktan dolayı kendi lehlerine sonuç çıkarmalarının dürüstlük kuralına aykırılık
teşkil ettiği, davacının aynı sebebe dayanarak her üç davada da kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunmuş ise de, hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceği, herkesin haklarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunamayacağı, davacıların hisse devirlerinden uzun yıllar sonra açtıkları bu davaların TMK 2. ve 3. maddelerince hukuken himaye görmediğini, davacının dava açmakta iyi niyetli olmadıkları, korunmaya değer hakların bulunmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı Eaj İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.'ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 55,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacılardan alınmasına, 07/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2018/2923 E. , 2020/98 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 105 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 109 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 131 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 156 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 152 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 148 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 148 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 134 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 136 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat