13. Hukuk Dairesi 2016/23942 E. , 2018/10805 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23942 E. , 2018/10805 K.


'İçtihat Metni'

... vekili avukat ... ile 1-...A.Ş. vekili avukat ...2... Yönetimi Ve Tic. A.Ş., 3-...Sanayi Ve Ticaret A.Ş., 4-...Tic. A.Ş. vekilleri avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 2. Tüketici Mahkemesinden verilen 16/10/2014 gün ve 2013/2028-2014/1425 sayılı hükmün Dairemizin 06/06/2016 tarih ve 2015/6654-2016/14345 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

K A R A R

Davacı, davalıların yaptığı “...” adlı projeden ... Sitesi C1-2 Blok D:48 numaralı bağımsız bölümü 07.05.2009 tarihli sözleşme ile satın aldığını, konutun 19.05.2009 tarihinde teslim edildiğini, davalıların tanıtım materyallerinde 2009 yılına kadar bölgedeki tüm hizmetlerin tamamlanacağını ve belirtilen birçok sosyal alanın yapılacağını taahhüt etmelerine rağmen edimlerini tam olarak yerine getirmediklerini, ayıplı ve eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümünün değerinin ödenen bedelden daha düşük olması gerektiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla eksik ifa nedeniyle ayıp oranında, ödediği bedel üzerinden indirim ve tazmin talebine istinaden şimdilik 2.000,00 TL tazminatın konut bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, talebini 12/08/2014 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek dava değerini 14.386,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece verilen davanın reddine dair karar Dairemizce bozulmuş, davalılar bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dairemiz bozma ilamında; dava konusu “...” projesinde, keşif tarihi itibariyle alışveriş ve yaşam merkezi ile iki iş kulesinin yapılmadığı, söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olmasının, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerektiği ve doğmamış bir haktan önceden yazılı ibraname ile feragat edilmiş olmasının mümkün olmadığı, mahkemenin bu ibranameye geçerlilik kazandırmak suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.
Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde yer almaktadır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK’nın bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK’nın 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nın 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nın bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK'nın 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının söz konusu taşınmazı 25.09.2007 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 19.05.2009 tarihinde teslim edildiği ve 55.11.2013 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
Davacının eksik ifa olarak bildirdiği işlerle ilgili olarak yapılan incelemede; “...” adlı proje kapsamında yapılacak konut ve iş yeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000.m2 ruhsatlı alanda 1.000.000.m2 den fazla inşaat alanına sahip olan toplam 13 adanın, 10 adasında 5280 modern konut ve 3 adasında 800 adet iş yerinin bulunduğu alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanı sıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve işyerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilk öğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağının bu projede yer aldığının ve 21. yüzyıla yakışır Avrupai bir yerleşim alanı olacak “...” projesinin 2009 yılı sonunda her şeyiyle tamamlanacağının belirtildiği, ne var ki taahhüt edilen bu hususlardan çoğunun yerine getirilmediği, bu hususların gayrimenkulde değer kaybına neden olduğu, edimin ifasındaki eksiklik olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşme ve eki teknik şartnamede vadedilen hususlarda eksik yapılan bir husus bulunmadığı, davacının sözleşme ve eki teknik şartnamede yer almayan bir kısım tanıtım materyeli ve broşüre dayanılarak talepte bulunulduğu, bu broşür ve materyallerde bunların tanıtım amaçlı olduğu davalının değişiklik yapabileceği hususunun belirtildiği anlaşıldığından ayrıca davacı 19/05/2009 tarihli konut devir teslim tutanağında '... Konutun karşılıklı imza ettiğimiz sözleşmeye, ekli mahal listesindeki hususlara, broşürlere ve taahhüt edilen niteliklere uygun olarak tamamlandığını, müşterek yerlerin tesis ve tesisatları ile daire içlerinin kullanım için yaşamsal derecede önemli hiçbir eksiğinin bulunmadığını, bu yerleri oturmaya ve kullanmaya müsait bir durumda eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim aldığımı bu konuda ileride Emlak Konut...Ortak Girişiminden herhangi bir hak talep etmeyeceğimi beyan ederim ...' şeklinde ibra etmiş olup herhangi bir ihtirazi kayıtta da bulunmamış olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki söz konusu eksikliklerin davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Tüm bu nedenlerle; Dairemiz bozma ilamının kaldırılarak kararın gerekçesi düzeltilerek onanması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde bozulduğu, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalıların karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin bozma kararının kaldırılarak, mahkeme kararının usulün 438/son maddesi gereğince gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 06.06.2016 gün 2015/6654-2016/14345 sayılı bozma kararının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan şekilde gerekçesinin düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 60,80 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön