13. Hukuk Dairesi 2015/35391 E. , 2018/347 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı ..., kambiyo alacağının tahsiline ilişkin olarak davalıyı vekil tayin ettiğini, kambiyo borçlusu .....Şti. aleyhine takip başlatıldığını, takip borçlusunun yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili icra dairesi olan ... İcra Dairesi'ne gönderilmesine karar verildiğini, davalının dosya ile aylarca ilgilenmediğini, alacağın tahsili amacı ile yapılacak işlemlere binaen davalı tarafından masraf adı altında 20.000,00-TL talep edildiğini, bu meblağı davalının talebi üzerine ..... hesabına gönderdiğini, davalının takibin başlatıldığı bilgisi dışında dosyanın durumu hakkında bilgi vermekten kaçındığını, yaptığı araştırmada alacağın tahsili amacıyla yanlış işlemler yapıldığını, davalının dosya masrafı adı altında talep ettiği meblağın gerçek dosya masraf tutarı ile uzaktan yakından alakası olmadığını gördüğünü, davalının avukatlık görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle... 8. Noterliği'nin 25.07.2013 tarihli azilnamesi ile davalıyı haklı sebeple azlettiğini ve gönderdiği ihtarname ile dosya masrafı olarak talep edilen miktardan kalan kısmın iadesini istediğini, davalının haksız olarak aldığı meblağı iade etmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 19.516,25-TL'nin faizi ile birlikte iadesini istemiş, 13.04.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 19.531,35-TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davacı ..., kambiyo alacağının tahsiline ilişkin olarak davalıyı vekil tayin ettiğini, kambiyo borçlusu ...Madeni Metal Ürünleri Ltd. Şti. aleyhine takip başlatıldığını, takip borçlusunun yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili icra dairesi olan ... İcra Dairesi'ne gönderilmesine karar verildiğini, davalının dosya ile aylarca ilgilenmediğini, alacağın tahsili amacı ile yapılacak işlemlere binaen davalı tarafından masraf adı altında 18.400,00-TL talep edildiğini, bu meblağı davalının talebi üzerine...'in hesabına gönderdiğini, davalının takibin başlatıldığı bilgisi dışında dosyanın durumu hakkında bilgi vermekten kaçındığını, yaptığı araştırmada alacağın tahsili amacıyla yanlış işlemler yapıldığını, davalının dosya masrafı adı altında talep ettiği meblağın gerçek dosya masraf tutarı ile uzaktan yakından alakası olmadığını gördüğünü, davalının avukatlık görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle... 8. Noterliği'nin 25.07.2013 tarihli azilnamesi ile haklı sebeple davalıyı azlettiğini ve gönderdiği ihtarname ile dosya masrafı olarak talep edilen miktardan kalan kısmın iadesini istediğini, davalının haksız olarak aldığı meblağı iade etmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.955,15-TL'nin faizi ile birlikte iadesini istemiş, 13.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 15.010,25-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, asıl dava ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, asıl davada davacının ..., birleşen davada davacının ... olduğu, kısa kararda '1-Mahkememizin 2014/165 esas sayılı dava dosyasında; 19.531,35-TL'nin dava tarihi 24.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 2-Birleşen ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/461 esas sayılı dava dosyasında; 15.010,25-TL'nin dava tarihi 24.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine' karar verilerek hükmün buna uygun kurulduğu, gerekçeli karar başlığında asıl davada davacı olarak ... ve ..., birleşen davada davacı olarak ...'nın yazıldığı, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; '1-Mahkememizin 2014/165 esas sayılı dava dosyasında; 19.531,35-TL’nin dava tarihi 24.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...’ya verilmesine, 15.010,25-TL’nin dava tarihi 24.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...’e verilmesine' şeklinde karar verildiği, böylece yukarıda açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gibi kararın bu haliyle infazda da tereddüt yarattığı anlaşılmakla HMK'nun 297/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2015/35391 E. , 2018/347 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat