13. Hukuk Dairesi 2016/28958 E. , 2019/12381 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat, davalılar ile 10.03.2005 günü vekalet ücret sözleşmesi yaptığını, ... Ticaret Taahhüt Ltd. Şti.’ne karşı açılan dava ve takiplerde her iki davalının birlikte hareket ettiğini ve vekalet vererek kendilerini temsil ettirdiklerini vekalet ücreti yönünden davacıya karşı birlikte sorumlu olduklarını, tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen davalıların vekalet ücreti ödemediklerini, bunun üzerine davalılara 01.10.2012 günü iadeli taahhütlü ihtarname gönderdiğini, ihtarnameye cevap vermediklerini, ödeme yapmadıklarını bu nedenle Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/22241 Esas sayı ile takip başlattıklarını belirterek haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... Anadolu 19. İcra Müdürlüğü 2012/22241 Esas sayılı takip dosyasında davalı-borçlu ...'ın 3.130,00 TL asıl alacak miktarı ile isabet eden işlemiş yasal faiz alacağı miktarına, davalı-borçlu ...’ın 30.000,00 TL asıl alacak miktarı ile isabet eden işlemiş yasal faiz alacağı miktarına vaki itirazlarının ayrı ayrı iptaline, takipteki 3.130,00 TL’lik asıl alacak kısmının her iki davalı- borçludan, bakiye 26.870,00 TL asıl alacak kısmının davalı-borçlu ...'tan tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile talep edilebileceğine, fazlaya ait kısma ilişkin talebin reddine, davacı-alacaklı vekilinin yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatının hüküm altına alınması talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki dava, davacı avukatın vekalet ücreti alacağına yönelik başlatmış olduğu takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalı ... ile davacı avukat arasında yapılan vekalet ücret sözleşmesinin 1. maddesinin ilk dava olan Enez Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/47 Esas sayılı dosyası (bozma ilamı ile 2011/17 Esas) dava değerinin (300.000,00 TL) %10’u kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 2. maddesinin son satırından sonra gelen ‘‘iş sahipleri ile ... Ticaret Taahhüt Ltd. Şti. arasındaki tüm dava ve takiplerde bu sözleşme uygulanacaktır.’’ el yazısı ile eklenen çıkıntı taraflarca paraf edilmediğinden tarafları bağlamaz ise de Avukatlık Kanunu’nun 164.maddesinde 'taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı hallerde değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifeleri altında kalmamak koşulu ile ücret itirazlarını incelemeye yetkili mercii tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin %10'u ile %20'si arasında bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirleneceği' şeklinde düzenleme mevcut olup buna göre vekalet ücreti hesaplanması gerekir. Ancak davacı dava dilekçesinde vekalet ücretini %10’la sınırladığından taleple bağlılık ilkesi gereğince müddeabihin değerinin %10'u esas alınarak, davacı avukat tarafından daha sonra açılan dava ve takip dosyaları için de ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplanmalıdir.
2011/17 Esas sayılı dava dosyasında, davalı ...’nin vekalet ücret sözleşmesi gereği, diğer davalının ise Avukatlık Kanunu’nun 164 maddesi gereği, Borçlar Kanunu’nun 511 maddesi uyarınca birlikte sorumlu oldukları gözetilmelidir.
Enez Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/17 Esas sayılı dosyası ve Ümraniye 1. İcra Müdürlüğünün 2009/7617 Esas sayılı takip dosyasında da her iki davalının Avukatlık Kanunu’nun 164 maddesi gereğince birlikte sorumlu olduğu gözetilmeksizin karar verilmesi ve vekalet ücret sözleşmesinde Yargıtay’daki duruşmalar için ayrıca vekalet ücreti kararlaştırıldığından duruşma ücretine karar verilmemesi hatalıdır.
Yine, davacı avukatın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; İİK’nin 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/28958 E. , 2019/12381 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat