13. Hukuk Dairesi 2016/23979 E. , 2019/10922 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23979 E. , 2019/10922 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, muhasebe işlemlerinin tümünün yürütülmesine ilişkin davalı serbest muhasebeci/mali müşavir ile aralarında sözleşme bulunduğunu, vergi müfettişince 05.11.2014 tarihinde 2013 ve 2014 vergi dönemlerine ait yapılan inceleme sonucu Vergi İnceleme Tutanağı ve Raporlarının düzenlendiğini, Vergi Denetim Kurulu (... Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı) ile uzlaşma yoluna giderek davalının kusurlu ve ihmali davranışı nedeniyle 17.12.2014 tarihinde uzlaşma tutanağına bağlı olarak KDV, Vergi Ziyai Cezası, Özel Usulsüzlük Cezası ve Gecikme faizi olmak üzere toplam 148.561,12 TL ödemek zorunda kaldığını, davalının kendisine vermiş olduğu zarardan sorumlu olduğunu belirterek 148.561,12 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, serbest muhasebeci mali müşavir olduğunu, davacı şirketin ... Düğün Salonu İşletmesi olduğunu, 14.02.2012 tarihinden bu yana davacı şirketin muhasebe işlemlerini yürüttüğünü, davacı şirketin düzenlediği veya düzenleyeceği fatura konusunda tereddütü bulunmakta ise muhasebeciye veya vergi dairesine başvuruda bulunup görüş alması gerekirken, davacının ne maliyeye ne de muhasebeci olan kendisine sözlü ya da yazılı %8 mi yoksa %18 mi KDV kesmeleri gerektiğine dair bir başvurusunun bulunmadığını, davacı şirket temsilcisinin teftiş raporunda verdiği beyanlardan da görüleceği üzere bu KDV oranının bilerek uygulandığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir
Davacı eldeki davada, davalı mali müşavirin kusuru ve ihmali nedeniyle ödenen vergi cezasının tahsilini istemiştir. Davalı bu faturaların davacının isteği üzerine düzenlendiğini, davacı şirketin düzenlediği veya düzenleyeceği fatura konusunda kendisine başvuruda bulunup %8 mi yoksa %18 mi KDV kesmeleri gerektiğine dair bir başvurusunun bulunmadığını, dolayısıyla bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece hükme esas alınan 04.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacının düğün salonu işletmeciliğinde %18 KDV oranlı olarak düzenlenmesi gereken faturaları kısmen %18 KDV oranlı, kısmen de %8 KDV oranlı olarak düzenlemesi sonucunda tarafına tahakkuk ettirilen KDV Vergi aslı ve Vergi Ziyaı Cezasını uzlaşma yolu ile 148.561,12 TL olarak ödemek zorunda kaldığını, davacı mükellefin düzenlediği faturaların bir kısmını yemek bedeli olarak %8 KDV’li olarak keserek muvazaalı davranmış olduğunu, yemek bedeli olarak düzenlenen faturaların asıl durumunu davalı mali müşavirin bilmesinin mümkün olmadığını, yine mali müşavirin kendisine VUK’un usullerine uygun verilen bir belge ya da faturayı muhasebe kayıtlarına işlemeden imtina etmesinin mümkün olmadığını, yani muvazaalı olarak düzenlenen belgenin sorumluluğunun da belgeyi düzenleyene ait olacağını belirtmiş, sonuç olarak davalı ... ...'in bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olduğu görülmüştür.
Mahkemece, denetimine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda dosyanın incelenmesinde, davalının sorumluluğunun, VUK'un mükerrer 227. maddesi kapsamında kaydı sorumluluk ile sınırlı olduğu, davalının şirket bünyesinde tam zamanlı olarak çalışan personel olmadığı, davacının, davalıya sunduğu belgelerin kayıtlara işlenilmemesi yönünde herhangi bir iddiasının bulunmadığı, vergi oranının öğrenilmesi bakımından herhangi bir başvurusunun olduğuna ilişkin kayıt ve belge sunmadığı gibi, müfettiş raporunda belirtildiği üzere faturaların bir kısmını %18 ve bir kısmını da %8 KDV oranı ile kestiğini, davacının bu işlemlerinin de muvazaalı olduğu, davacı tarafından düzenlenerek, davalıya teslim edilen faturayı davalının muhasebe kayıtlarına işlemeden imtina etmesinin mümkün olmadığı bu nedenle sorumluluğun belgeyi düzenleyene ait olduğu yönünde kanaat oluşmuş, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine göre davalının söz konusu faturaların tanziminde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddini karar verilmiş ise de; davalı taraf mali müşavir olup, mesleğinin gerektirdiği bilgilerden dolayı sorumluluğunun bulunması nedeni ile müterafik kusurludur. Davalı mali müşavirin kendisine gelen faturaları inceleyip KDV’nin yanlış hesaplandığı konusunda davacıyı uyarması gerekirdi. O halde, mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, bu doğrultuda araştırma ve değerlendirme yapılmak suretiyle tarafların kusur oranları belirlenip ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön