13. Hukuk Dairesi 2019/2006 E. , 2019/7761 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki zapta karşı tekeffül davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ... Büyükşehir Belediyesinden ihale ile iki adet taşınmaz satın aldığını, 2006 yılında bu taşınmazların kaydına Orman Genel Müdürlüğünün istemiyle 'devlet ormanıdır, alınıp satılamaz, devir ve temlik edilemez' kaydının şerh düşüldüğünü, bu şerhi 01.11.2012 tarihinde öğrendiğini, bunun üzerine davalıya ve Orman Genel Müdürlğüne müracaat etmesine rağmen netice alamadığını, mülkiyet hakkının ... tarafından düşülen şerh yüzünden kısıtlandığını, davalı belediyenin Borçlar Kanununun 214 vd.maddelerinde düzenlenen satıcının zapta karşı sorumluluğu hükümleri gereğince sorumlu olduğunu iddia ederek dava konusu taşınmazın davalıya satışına dair işlemin iptaline ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.870,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama devam ederken mahkemece resen davacıya ... ile Hazineyi davaya dahil etmesi için süre tanınmış, verilen süre içinde davacı davasını bu davalılara da yöneltmiş, ıslah ile davasını bütün davalılar yönünden toplam 57.092,40 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalılardan ... büyükşehir belediyesi yönünden davanın reddine, dahili davalılar bakımından ise davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-... Büyükşehir Belediyesi yönünden yapılan temyiz incelemesinde; dava zapta karşı tekeffülden doğan tazminat istemine ilişkindir. Davacı 23.07.2004 tarihinde davalı belediyeden satın aldığı iki adet taşınmaza Orman Genel Müdürlüğünün 07.12.2006 tarih ve 13810 yevmiye numaralı işlemi ile 'devlet ormanıdır, alınıp satılamaz, devir ve temlik edilemez' kaydının şerh düşüldüğünü ileri sürerek uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, satın alma anında şerhin olmadığını beyan ederek zapta karşı tekeffül hükümlerinden davacının yararlanamayacağını savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların satıldığı tarih itibariyle ormanla bir ilgisinin bulunmadığı, yerin arsa vasfında olduğu, satış tarihi itibariyle yapılmış herhangi bir orman kadastrosu çalışmasının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nun 189( yeni BK 214) maddesinin birinci bendinde, 'Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey’in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir.' hükmü yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olup olmamasından sorumludur. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda davacı ihale ile davalı belediyeden iki adet taşınmaz satın almıştır.Her ne kadar satım anında taşınmazlarda 'devlet ormanıdır, alınıp satılamaz, devir ve temlik edilemez' şerhi bulunmasada yerin evveliyatının orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce konulan şerh ile ortaya çıkmıştır. Bu şerh ile birlikte taşınmazlara Orman yönetimince hukuken el konulmuştur. Davacının mülkiyet hakkından kaynaklanan haklarını kullanmasının şerh ile birlikte kısıtlandığını kabul etmek gerekir. Bu durumda davacı zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında davalı ... Belediyesine başvurabilir. O halde mahkemece, şerh satın alma anında tapu sicilinde gözükmese de yerin evveliyatının orman olduğu nazara alınıp satın alma anında zapt tehlikesinin mevcut olduğu kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Dahili davalılar ... ve ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;Davacı, orman yönetimince konulan şerh nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında satıcı Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunun bulunduğu iddiası ile eldeki davayı açmış, yargılama devam ederken mahkemece resen ... ve ...’nün davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmiş, davacı da mahkeme ara kararını yerine getirerek verilen süre içerisinde ... ve ...’nü davaya dahil etmiştir. Dava tarihinde yürülükte bulunan 6100 sayılı HMK’nda dahili dava müessesine yer verilmemiştir. İlgili kanunun 58. maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır hükmü mevcuttur. Somut olayda da davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur.O halde mahkemece, davacının dava dilekçesinde ... ve Orman Yönetimini taraf olarak göstermemiş olması nazara alınıp bu davalılar hakkında usûlüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek onlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön göz ardı edilerek onların resen davaya dahil edilmeleri sağlanıp haklarında hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Kabule göre de, dahili davalılar ... ve ... hakkındaki dava zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Zapta karşı tekeffülden kaynaklanan sorumluluk 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 189-193.(yeni BK 214-218 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bilindiği gibi Borçlar kanunu özel hukuk alanında gerçekleşen uyuşmazlıkları çözümlemektedir. Davacı da, mahkemenin istemi üzerine sunduğu 27.4.2014 tarihli dahili dava dilekçesinde zapta karşı tekeffülden Büyükşehir Belediyesine karşı açtığım davayı mahkemenin talebi üzerine ... ve ...’ne de yöneltiyorum beyanında bulunarak zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerinden kaynaklandığı nazara alınıp adli yargının görevli olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu davalılar yönünden usulden red kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1,2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın Davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2019/2006 E. , 2019/7761 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat