13. Hukuk Dairesi 2016/23416 E. , 2019/5890 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

13. Hukuk Dairesi 2016/23416 E. , 2019/5890 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, ... 3. İş Mahkemesi'nin 2010/1031 esas sayılı dosyasını, davalılardan ...'e vekaleten diğer davalı ... Alışveriş Merkezleri Ticaret Limited Şirketine karşı takip ettiğini, ancak yargılama devam etmekte iken, taraflar arasında anlaşma sağlanarak, davanın feragatle sonuçlandığını, Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince her iki tarafın da kendisine karşı vekalet ücretinden sorumlu olduklarını beyanla, hakettiği akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL'sinin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 11.000,05 TL olarak artırmıştır.
Davalı şirket, davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı şirket yönünden davanın tümden reddine, diğer davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 4134,63 TL yalnızca akdi ücretin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş, karar Dairemiz'in 10.9.2015 tarih 2014/29615 esas 2015/26745 karar sayılı ilamı ile gerek akdi gerekse karşı yan vekalet ücretinden davalıların müteselsilen sorumlu olduğu belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamı sonrası, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, 8932,73 TL ücretin dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karar bu sefer davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacının davalılardan ...'e vekaleten diğer davalıya karşı açmış olduğu davada, tarafların sulh olmaları üzerine davanın feragatle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Davacı, vekil olarak takip ettiği davanın feragatle sonuçlanması nedeniyle doğan vekalet ücreti alacaklarının tahsilini istemiş, mahkemece, her iki davalı yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hem akdi hemde yasal vekalet ücretlerinin hesaplandığı buna göre davalı hasım şirketin akdi vekalet ücretinden de sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla ' İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi yada kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hmk' nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu' nun 165. maddesinde düzenlenen 'ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk' hallerinden olan 'sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde' karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken 'akdi vekalet ücretinin' dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. ' şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin çıkan bu içtihatı birleştirme kararına göre, davalı şirketin davacının hak ettiği akdi vekalet ücretlerinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön