13. Hukuk Dairesi 2016/28896 E. , 2020/532 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kurumdan olan alacaklarından 16.000,00 TL cezai şart, 539,54 TL ... hizmet bedeli 446,65 TL faiz olmak üzere 16.986,19 TL kesildiğini, söz konusu kesintiye sebep olarak ... adlı kişinin kimlik bilgilerinin kullanılarak ... adlı kişiye ... hizmeti sunulduğunun gösterildiğini, hasta kayıt işlemlerinin hastanenin giriş bölümünde yapılmakta olduğunu, daha sonra hasta hangi branşta muayene olacaksa o branşa bakan doktora yönlendirildiğini, ...'ın gelerek kayıt yaptırdığını, daha sonra muayene esnasında yerine ...'ın muayeneye girdiğini ve kendisini ... olarak tanıttığının anlaşıldığını, olayda kasıt ve kusurlarının bulunmadığını, ... ve ... hakkında bu olayla ilgili olarak ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/417 E. Sayılı ve ... 14. Ceza Mahkemesi'nin 2012/15 E. Sayılı dosyaları ile ceza davası açıldığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 16.986,19 TL'nin kesinti yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, sigortalısı ...'ın kimliğinin kullanılarak ... yardımı alan ... hakkında ... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/15 Esasında kayıtlı kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan açılan dava üzerine ... (Şenel ... Merkezi Ltd. Şti.) hakkında yapılan incelemeler neticesinde ... yardımları karşılanmayan kişinin, ... yardımları karşılanan kişi üzerinden tedavisi yapılarak kuruma fatura edildiğinin tespitine bağlı olarak 2012 yılı SGK'nın Özel ... Hizmeti Sunucularından ... hizmeti satın alma sözleşmesinin 11.1.17. maddesine göre işlem yaptıklarını, bu nedenle maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; 4.000,00-TL’nin 07/07/2009, 4.000,00-TL’nin 12/08/2009, 4.000,00-TL’nin 06/10/2010, 4.000,00-TL ile 539,54-TL ve 446,65-TL’nin 6/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK'nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK'nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK'nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda; davacı, davalı kurumun uyguladığı cezai işlem, faiz kesintisi ve eksik fatura ödemesinin aralarındaki sözleşme ve yürürlükteki mevzuata aykırı olduğunu iddia ederek bu kesintilerin iptalini talep etmiştir. Davalı taraf ise kesintilerin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece karar gerekçesinde; dava dışı Naciye’in hamilelikten kaynaklı tüm tedavi giderlerinin, acil ... hizmeti olarak kabul edileceği ve zaten, masraflarının devlet tarafından karşılanacağı, Naciye’nin bir başkasının kimliğini kullanmasından, kurumun bir zararı doğmayacağı açıktır. Aksine bir uygulama kurumun lehine sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı, sözleşmenin tarafların arasında menfaat dengesinin ve neticede zararın oluşup oluşmayacağı kriterinin gözetildiğinde olaydan zararı bulunmayan davalının kesintisinin haksız olduğu anlaşıldığından kesinti tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte iadesi gerektiği; tedavi giderlerinin belge ve kayıtlarına göre, 6.10.2010 tarihinde kesildiğinin açık olduğu görülmekle 16.118,35 TL’nin davalı kurumundan tahsiline karar verildiği belirtilmişken, kısa kararın verildiği duruşma tutanağında, “Davanın kabulü ile; 4.000,00-TL’nin 07/07/2009; 4.000,00-TL 12/08/2009; 4.000,00-TL 06/10/2010; 4.000,00-TL’nin ve 539,54-TL, 446,65-TL’nin 6/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiş ve hüküm böylece tefhim edilmiştir. Böylelikle kısa kararda davanın 16.986,19 TL üzerinden kabulüne dair hüküm kurulmuşken, gerekçeli kararda davanın 16.118,35 TL üzerinden kabulüne yönelik gerekçe yazılmak suretiyle duruşma tutanağına geçirilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında aykırılık yaratıldığı anlaşılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, mahkemece, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gereklidir.
Kabule göre de, davalı SGK Başkanlığı'nın 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olmasına rağmen yasal düzenlemeye aykırı olarak, karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus eleştiri konusu yapılmıştır.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no'lu bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
13. Hukuk Dairesi 2016/28896 E. , 2020/532 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat