14. Hukuk Dairesi 2016/11241 E. , 2019/3892 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/11241 E. , 2019/3892 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2012 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve çek iptali; birleştirilen davada davalılar aleyhine 03.12.2012 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine dair verilen 17.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, menfi tespit ve çek iptali; birleştirilen dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, dava dışı arsa malikleri ....ile davalı yüklenici arasında noterde yapılan 31.01.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 4261 ada 1 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar üzerine inşa edilecek toplam 18 bağımsız bölümlü binalardan, davalı yükleniciye düşen A Blok 9 No'lu konut niteliğindeki bağımsız bölümü ....Noterliğinin 25.11.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 50.000,00TL bedelle davalı yükleniciden satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını peşin olarak davalı yükleniciye ödediğini, ayrıca satış bedelinin bakiyesi olarak Yön Radyo Televizyon Uluslararası Yayın Yapım ve Organizasyon A.Ş.'nin keşidecisi olup kendisinin de lehtarı olduğu emrine yazılı toplam 6 adet ve 44.000,00TL bedelli çekleri davalıya verdiğini, son keşide tarihli bir adet çek dışında bütün çek bedellerinin davalıya ödendiğini, ancak sözleşmede belirlenen teslim tarihinden bu yana 4 yıl geçmiş olmasına rağmen daire tesliminin gerçekleşmediğini, bu nedenle 05.12.2012 tarihli ve 5.000,00TL bedelli çekin bedelsiz kaldığını ileri sürerek bu çekin iptaline karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada ise davalı yüklenicinin, dava konusu taşınmazı 05.07.2012 tarihli kat irtifakı tesisi ile (Eyüp 2. Aile Mahkemesinin 22.12.2008 tarih 2008/683- 728 K. sayılı Kararı ile boşandığı) eski eşi olan davalı ... adına tescil ettirdiğini, Türkan'ın da 01.08.2012 tarihli satış akdi ile diğer davalılar ....çiftine yarı yarıya devrettiğini, son kayıt maliki olan davalıların inşaatın bulunduğu bölgede oturmaları nedeniyle durumu bilen ve bilmesi gereken kişiler olup satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini; olmadığı taktirde taşınmazın gerçek değerinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı yüklenici ... ve davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalı kayıt malikleri, taşınmazı tapu kaydına güvenerek, iyiniyetle 142.500,00TL bedelle satın aldıklarını, satış bedelinin 50.600,00TL'sinin kendi birikimleri, bakiye kısmının ise babalarının sağladığı katkı ile ödendiğini, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı yüklenici... hakkındaki davanın kabulü ile bilirkişi raporuna atfen, davacının peşin ödediği satış bedeline karşılık dava konusu taşınmazın davacı adına tescilinin imkansız hale geldiği 01.08.2012 tarihindeki rayiç değeri olan 54.800,00TL'nin davalıdan alınarak davacıya iadesine, 05.12.2012 tarihli ve 5.000,00TL bedelli çekin iptaline; diğer davalılar ... ile Yılmaz ve Serpil Aldemir hakkındaki davanın, davalılar ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığı gibi davalıların taşınmazı satın alan iyiniyetli 3. kişi konumunda oldukları, davalı yüklenici ile davacı arasında yapılan resmi sözleşmenin tapuya şerh edilmediği ve davalılara yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair iddia ve delil bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK'nin 166. maddesi uyarınca, davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde, sadece bunların yargılanması birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır. Bu durumda mahkemece, her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı, yargılama gideri ve vekalet ücreti her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir.
Somut olaya gelince, davalı yüklenici aleyhine açılan eldeki dava ile ....Tüketici Mahkemesinin 2012/1297 Esas sayılı dosyası ile tapu kayıt malikleri aleyhine açılan davanın birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi doğru ise de mahkemece, her iki dava için ayrı ayrı hüküm kurulması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, birleştirilen davaların tek bir dava gibi değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, dava dilekçesinde salt çek iptali talep edilmiş olmakla birlikte, iddia ve ileri sürülen maddi vakıalara göre davanın, İİK'nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de çek iptalini, ancak yasal hamil isteyebilir.
Eldeki davada ise, davacının, iptalini istediği 05.12.2012 tarihli ve 5.000,00TL bedelli çekin lehtarı olup yasal hamili olmadığı ve bu nedenle halen tedavül kabiliyeti bulunup bulunmadığı belli olmayan çekin iptalini isteme hakkının bulunmadığı göz önüne alındığında mahkemece, davaya konu bu çekin iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılan bu davada, davacının borçlu olmadığının tespiti yönünde hüküm kurulmaması da doğru görülmemiş; bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön