14. Hukuk Dairesi 2016/17946 E. , 2020/6228 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/08/2015 gününde verilen dilekçe ile tapudaki ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçısı ... vekili ile mirasçılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili şirketin inşaat işiyle uğraşan büyük bir şirket olduğunu, bu kapsamda 4375 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile yanındaki bir kaç parseli de tevhit ederek büyük bir site yaptığını, 4735 ada 3 numaralı parseli 25/11/2013 tarihinde satın aldığını, ancak taşınmazın kaydında ipotek olduğunu, bu nedenle tevhit işlemlerini yapamadığını, yapılan araştırmada ipotek kaydının davalıya ait olduğunun anlaşıldığını, davacı Şirketin ipotek borcunun ödenmiş olup olmadığını bilmediğini, taşınmaz kaydında davalı ... Uslu adına 03/12/1990 tarihi ve 4737 yevmiye numaralı 1.100,000,00 TL bedelli ipotek bulunduğunu belirterek, davalı adına açılacak bir hesaba ipotek bedelinin ödenerek ipotek kaydının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 22.200,00TL ipotek bedeli karşılığında ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalı ...'nun bir kısım mirasçıları temyiz etmişlerdir.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
Öte yandan dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK m.51). Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir (HMK m.52). Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir (HMK m.53).
Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m.55).
Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur.
Bu itibarla, gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu, davanın açıldığı tarihte hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş, ölen kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır. Nitekim 04.05.1978 tarihli ve 1978/4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağından davaya dahil edilmek veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, bu doğrultudaki içtihatlar kararlılık kazanmıştır.
Somut olayda; davalı ...'nun dava açılmadan önce 16/09/1985 tarihinde ölmüş olduğu nüfus kaydı ve veraset ilamı ile sabittir. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından bu yönün gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalı mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/17946 E. , 2020/6228 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat