14. Hukuk Dairesi 2016/14501 E. , 2020/13 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/14501 E. , 2020/13 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2011 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; ... ili, ... ilçesi, ... beldesinde kain Hazine adına kayıtlı 613 parsel sayılı taşınmazın, 17.08.2005 tarih 10 sayılı ve 03.08.2005 tarih 8 sayılı davalı ... encümen kararları ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak 134 ada 1 parsel olarak tapu kaydının oluşturulduğunu, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil niteliğine dönüştüğünü ileri sürerek; 134 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile 613 parselin imar öncesi eski haline dönüştürülmesine ( kadastral parsele) karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 134 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapusunun iptali ile davanın imar öncesi 613 sayılı kadastral parseldeki geometrik ve mülkiyet durumuna dönülmek üzere ihyasına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Ayrıca bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1) .
Somut olayda; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip, kararın kesinleşmesiyle dayanaksız hale geldiği ve böylece sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle karar verilmesinde kural alarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; çekişmeli imar parseli olan 134 ada 1 parselin, 613 sayılı kadastral parsel içinde kalan kısımları açıkça belirtilmek suretiyle bu kısımların tapusunun iptaline karar verilmesi gerekirken 134 ada 1 parselin tamamının tapusunun iptaline karar verilerek infaza elverişli olmayan bir biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 613 sayılı kadastral parsel sınırları üzerinde iptal edilen şuyulandırma işlemi ile oluşturulan alanlar (imar yolu, yeşil alan vs), miktarları ve malikleri kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenip rapor eki krokide gösterilmemesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, mahallinde keşif yapılarak 613 sayılı kadastral parsel üzerinde imar uygulamasıyla oluşturulan alanların (imar parselleri, park, yol vs) tespit edilmesi, davada taraf olmayan malikler var ise hakkında ayrı bir dava açması hususunda davacıya süre verilmesi, dava açıldığı takdirde görülmekte olan dava ile birleştirilmesi, taraf delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek ve belirtilen ilkeler gözetilmek suretiyle infaza elverişli biçimde kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescile hükmedilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; ihyasına karar verilen kadastral parselin davacı adına tesciline karar verilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.01.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön