15. Hukuk Dairesi 2019/793 E. , 2019/5209 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

15. Hukuk Dairesi 2019/793 E. , 2019/5209 K.


'İçtihat Metni'

Davacı ... ile davalılar 1-... 2-.... mirasçıları a)... b)... c)... d)... e)... f)... g)...)... arasındaki davadan dolayı ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.06.2017 gün ve 2016/311 E.-2017/298 K. sayılı hükmü onayan Dairemizin 28.11.2018 gün ve 2018/813 E.-2018/4762 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davacı yükleniciye verilmesi kararlaştırılan taşınmazın devri ve tescilinin imkansız hale gelmesi nedeniyle aynı sözleşme gereği inşaat yapılan parselde arsa sahibinin yaptığı muvazaalı devirlerin geçersiz sayılarak tapu iptâli ve tescil, tescilin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla imalât bedelinin tahsili ve muvazaalı haczin kaldırılması istemlerine ilişkindir. Mahkemece... ve ... aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine, ... hakkında açılan ve tazminat istemine ilişkin bulunan davanın kabulüne dair verilen 27.03.2008 gün ve 2002/549 Esas, 2008/90 Karar sayılı kararın davacı ile davalılar ... ve ... vekillerince temyizi üzerine Dairemizden verilen 28.11.2018 gün 2018/813 Esas, 2018/4762 Karar sayılı onama ilamına karşı davacı vekilince yasal süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dairemizin 08.12.2011 gün ve 2011/2697 Esas, 2011/7306 Karar sayılı ilamıyla, “davacının öncelikli talebi tapu iptâli ve tescil olduğu, sözleşmede davacıya devri öngörülen 8912 parseldeki pay devrinin arsa sahibinin kusuru ile imkansız hale geldiği, davalı arsa sahibinin sözleşme konusu olup kendisine kalan 8911 parseli de muvazaalı olarak diğer davalılar ve intikale iştirak eden şirket ve şahıslar ile el ve iş birliği içinde davalı eşi ...'na intikal ettirdiği ve haciz şerhinin konulduğu, davacı yüklenicinin devri imkansız hale gelen 8912 parseldeki payını aynı sözleşmenin konusu olan 8911 parselden istemekte haklı olduğundan, 8912 parselde hakedilip de devredilemeyen 333/397 payına 8911 parselde tekabül eden arsa payının, konusunda uzman bilirkişilere hesap ettirilerek bulunacak arsa payı ile sınırlı olarak davalı ... adına olan tapu kaydının iptâl ve davacı adına tesciline ve bu payla sınırlı olarak davalı ... Dohmen'in koydurduğu haczin
kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme sonucu imalât bedeline hükmedilmesi doğru olmamıştır” denilerek davacı yüklenicinin karar düzeltme istemi kabul edilmiş ve mahkeme kararı bozulmuştur.
Bunun üzerine dosya mahkemenin 2012/96 esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuş, 19.07.2012 tarihli celsede verilen 1 nolu ara kararıyla bozma ilamına uyulmuş, 17.12.2013 gün, 2012/96 Esas, 2013/708 Karar sayılı kararla alınan bilirkişi raporunda belirtilen 506.710,80 TL’nin, yargılama sırasında ölen davalı arsa sahibi ... mirasçılarından tahsiline karar verilmiş, davacı yüklenici ve davalılardan ... vekilinin temyiz talebi üzerine mahkemenin verdiği bu ikinci karar da Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 10.03.2016 gün, 2015/3899 Esas, 2016/1488 Karar sayılı ilamıyla kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki bulunması nedeniyle bozulmuştur.
Bu bozma üzerine dosya mahkemenin 2016/311 esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunuş ve 01.12.2016 günlü celsede bozmaya uyulmuştur. Yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 15.06.2017 gün, 2016/311 Esas, 2017/298 Karar sayılı ilamıyla davacının tapu iptâli ve tescil istemi reddedilmiş, 310.494,79 TL’nin arsa sahibi ... mirasçılarından tahsiline, 8911 parsel sayılı taşınmazdaki haczin lehtarı davalı ...’a açılan davanın ise reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu üçüncü kararına karşı davacı yüklenici ve davalılardan ... vekillerince yapılan temyiz başvuruları reddedilerek karar onanmıştır. Onama ilamına karşı davacı vekilince Dairemizin mahkemece uyulan 08.12.2011 tarihli bozma ilamı uyarınca 8911 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptâliyle davacı adına tesciline, haciz şerhinin terkinine karar verilmesi gerektiği iddiasıyla süresi içerisinde karar düzeltme başvurusu yapılmıştır.
1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.09.2019 tarih,
2015/21-3903 Esas, 2019/920 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli müktesep hak yahut usule ait müktesep hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; mahkemece, Dairemizin 08.12.2011 gün ve 2011/2697 Esas, 2011/7306 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına rağmen davacı yüklenicinin tapu iptâl ve tescil istemiyle haciz şerhinin fekki taleplerinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiş olması bozma ilamına aykırılık teşkil ettiğinden doğru olmamıştır.
Mahkeme kararının belirtilen bu gerekçeye göre bozulması yerine, açıklanan hususlar gözden kaçırılarak onandığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 28.11.2018 gün ve 2018/813 Esas, 2018/4762 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 28.11.2018 gün 2018/813 Esas 2018/4762 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 154,30 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 17.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön