17. Hukuk Dairesi 2018/5878 E. , 2019/12191 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2018/5878 E. , 2019/12191 K.


'İçtihat Metni'

Davacılar ..., ..., ... ile davalılar ... Yapı İzalasyon ve İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ... hakkında Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2015 gün, 2014/280 E- 2015/549 K sayılı hüküm Dairemizin 20.09.2018 günlü 2016/4380 E 2018/8065 K sayılı kararı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R –

Davacılar vekili, davacıların davalı şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, Karşıyaka 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/94 esas sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında dava açtıklarını ve ilamı Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/12953 sayılı dosyası ile takibe koyduklarını, takibin semeresiz kaldığını, davacının dava konusu taşınmazdaki hissesini diğer davalı ...'a devrettiğini devrin mal kaçırmak amacıyla yapılıp muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, aciz belgesi bulunmadığından davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce kararın Düzeltilerek Onanmasına karar verilmiş, bu kez davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da 'iyiniyet kurallarına aykırılık' nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut Olayda, Mahkeme gerekçesinde davacıların davaya konu dükkanın üzerindeki konutta oturmaları dolayısıyla taşınmazın satışını bilebilecek konumda olduklarıni davalıların iyiniyetli olduğu belirtilmişse de hem icra dosyaları hem de dava dosyalarında ikametlerinin farklı adresler olduğu görülmüştür. Mahkemenin bu gerekçesine katılmak mümkün olmamakla davacıların Karşıyaka 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/93 esas sayılı dava dosyasında alacaklı olduğu sabittir.
İşbu nedenle, davacıların satış anında davalılara yapılan devirlerden haberdar olup olmadığının, ayrıca Karşıyaka 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/93 esas sayılı dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak İİK 278,279,280,283/2 madde kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteğine ilişkin itirazlarının kabulü ile dairenin 20.09.2018 günlü 2016/ 4380 E- 2018/8065 K sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılarak yerel mahkemenin 04.12.2015 gün, 2015/549 sayılı kararının BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçların karar düzeltme isteyen davacılara geri verilmesine 18.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön