17. Hukuk Dairesi 2016/10264 E. , 2019/2230 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'dan alacaklı olduğunu, alacağının tahsili için bu davalı hakkında ... 3. İcra Müdürlüğünün 2010/17184 sayılı dosyası ile takibe geçip takibin kesinleştiğini ve borçlu adına kayıtlı taşınmazın bulunamadığını, ancak borçlunun kendi adına kayıtlı Y.mahalle ilçesi, Çerçideresi Mah. 8494 ada 11 parselde adına kayıtlı 1 nolu daireyi 07/06/2010 günü davalı ...'a 2,3,5,6 ve 7 nolu daireleri de 11/06/2010 tarihinde davalı kardeşi ...'a satışını yaptığını, taraflar arasında yapılan bu satış işlemlerinin müvekkilinin borçludan olan alacağını engellemek için muvazaalı olarak yapıldığını, bu nedenle borçlu tarafından davalılara yapılan bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, açılan davanın yerinde olmadığını, müvekkilinin borcunu karşılayacak yeterli mal varlığının bulunduğunu, açılan davanın reddine savunmuştur.
Diğer davalılara yapılan davetiyeye rağmen duruşmaya katılmamışlardır.
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, davacının alacağına karşılık olarak ... 3. İcra Müdürlüğüne ait 2010/17184 sayılı dosyada 5.000,00 TL asıl alacak ve dava tarihi itibariyle işlemiş faiz alacağı ile sınırlı olmak üzere davalı ... ile diğer davalı ... arasında yapılan 07/06/2010 tarih 23571 yevmiye nolu tasarrufun iptaline; davaya konu olan 11/06/2010 tarih 24517 yevmiye nolu tasarrufun iptaline yönelik talebin ise ilk tasarrufun iptaline karar verilen 07/06/2010 tarih 23571 yevmiye nolu alacak ve faizi karşılandığından buna ilişkin tasarrufun iptali ile talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili talepli açılmıştır.
HMK’nun 297/1-c maddesine göre mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi zorunludur. Yine Anayasanın 141/3 maddesi hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlemektedir. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428.maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanır. Diğer bir ifadeyle Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Somut olayda, mahkemece hüküm kısmında davalı borçlu ile davalı 3. kişi ... arasında tasarrufun iptaline karar verildiği halde gerekçe kısmında bunun hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı tartışılmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan yönlerden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 27/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/10264 E. , 2019/2230 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 71 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat