17. Hukuk Dairesi 2016/4586 E. , 2019/35 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/4586 E. , 2019/35 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki, cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 28.09.2007 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motorsiklet ile davalının trafik sigortacısı olduğu aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07.10.2015'te talebini 45.108,55 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 2.012,06 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacının yolcu olduğu araç ile davalının sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza nedeniyle, karşı aracın trafik sigortacısı olan davalıdan tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, davacının kazada kusursuz olduğu kabul edildikten sonra, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kazada %75 oranında kusurlu olduğu ve bu kusur oranında davacının tazminatından indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle, bilirkişi raporunda saptanan bedellerden, dava dışı sürücünün %75 kusuru oranında indirim yapılarak davacının tazminat alacaklarının belirlendiği görülmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu'nun 88. maddesinde 'Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur' düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK'nun 61. maddesinde 'Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır' demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK'nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı taraf, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı araç sürücüsünün de kusurunun bulunması davalının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Bu durumda mahkemece; davaya konu kazada davacının kusurlu olmadığı ve zarar gören kusursuz 3. kişi konumunda olduğu talebinde kusur oranından da söz etmediğine göre zararın tümünü talep etmesi B.K.'da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) hususları gözetilmek
suretiyle, davacı için tazminatın belirlenmesinde herhangi bir kusur indirimi yapılmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön