20. Hukuk Dairesi 2017/9827 E. , 2019/4754 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2017/9827 E. , 2019/4754 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve ... ile davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, ... mevkii 123 ada 22 parsel sayılı 1378,21 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, çalılık niteliğiyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, ancak zilyetlikle edinilebileceğinden söz edilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. Aynı yer, 123 ada 23 parsel sayılı 823,74 m2 yüzölçümündeki arsa nitelikli taşınmaz ise, yine belgesiz öncesinde, dava dışı 123 ada 24, 25 ve 26 sayılı parseller ile bir bütün olarak ...’ün atalarından intikalen zilyetliğindeyken taksim ile 23 numaralı parselin yarısını 1994 yılında ..., yarısını ise yine 1994 yılında ...’ya sattığı, halen bu kişilerin zilyetliğinde olduğu, ancak bu yerler için ... tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1131 E. ... tarafından da ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1147 esasına kayıtlı davanın açıldığından söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1147 Esasına kayıtlı dava dosyasında, davacı ... tarafından Hazine, Orman Yönetimi ve köy tüzel kişiliği aleyhine, 27.12.2001 tarihli dava dilekçesinde sınırları bildirilen ... köyü, Köyiçi mevkiinde bulunan 500 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1131 Esasına kayıtlı dava dosyasında ise, davacı ... ... tarafından, yine Orman Yönetimi, Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine 27.12.2001 tarihli dava dilekçesinde sınırları bildirilen aynı köy köyiçi mevkiindeki 500 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle açtığı davalara, müteriz davacılar ... ve müşterekleri, tescil davasına konu yerin kendilerine ait Mart 1290 tarih defter 9, varak 18 ve 19 numaralı tapu kayıtları ile bu kayıtların tedavülleri kapsamında kaldığı, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceği, kadastro mahkemesinin 1996/11 Esas sayılı dosyasında tapu kayıtlarının sınırlarının fen bilirkişilerce saptandığı, mahkeme kararının Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 2001/8221 E.- 9432 K.sayı ile onandığı iddialarıyla tescil davasının reddi ve tescil davası açarak taşınmazı işgal eden ... ve ...’in el atmalarının önlenmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece davaların kabulüne ve fen bilirkişi krokilerinde gösterilen 500'er m2 yüzölçümündeki taşımazların davacı ... adına tesciline karar verilmiş, Hazine ile müteriz davacılar ... ve müşterekleri tarafından hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Dairemizce özetle: 'Mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, taraf delillerinin toplanmadığı ve yeterince irdelenmediği, davacı delilleri karşısında davalıların zilyetliğini
haber veren tanık beyanlarının ne şekilde üstünlük verildiğinin açıklanmadığı, bu nedenle tarafların delilleri toplanarak yeniden yapılacak keşifte, davacı tarafın tuttunduğu tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması, kapsamının ve yüzölçümü ile geçerli kapsamının belirlenmesi, orman sayılan yerlerden olup olmadığı ya da zilyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı, davacı yararına bu koşulların oluşup oluşmadığının yöntemince araştırılması” gereğine değinilerek hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesinin her iki dosyasında da bozma kararına uyulmuş, ancak, çekişmeli yer için tutanak düzenlendiğinden, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince görevsizliğe karar verilmiş, davalar birleştirilmiştir. ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesince ... nin davasının açılmamış sayılmasına, diğer davalarda görevsizliğe karar verilip, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece; ... ve arkadaşlarının davalarının feragat nedeniyle, diğer davaların ise, sübut bulmadığından reddine, çekişmeli ... köyü, 123 ada 22 ve 23 sayılı parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... ile Hazine tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2011/10951 E– 2012/12644 K. sayılı kararıyla “Mahkemece; toplanan deliller, özellikle keşif ve bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parsellerin yüksek eğimli makilik ve orman içi açıklığı niteliğinde olduğu, davacılar yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine ve parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmişse de bozmaya uyulmasına rağmen, sadece çekişmeli 123 ada 23 sayılı parselde keşif yapılarak bilirkişi raporları alınmış, çekişmeli 123 ada 22 sayılı parselde keşif ve inceleme yapılmadığ gibi, kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ve haritası ile en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile 1996 yılında düzenlenen memleket haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman uzmanı bilirkişi raporuyla çekişmeli 123 ada 23 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, uygulanan eski tarihli harita ve fotoğraflarda orman olarak nitelendirilmediği, bir bütün olarak tarım alanı niteliğiyle kullanıldığı gibi, aynı adadaki diğer bir kısım parsellerin gerçek kişiler adına tesbitinin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Keşif ve bilirkişi raporları ile belirlenen toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi, özellikle komşu parselerin bir kısmının kesinleşen hukukî durumlarına göre, çekişmeli 123 ada 23 sayılı parselin orman içi açıklığı olduğu ya da eylemli orman alanı olduğu söylenemez.
Gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu gerekse, bu kanun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, keşif ve bilirkişi delili, takdirî delil olarak düzenlenmiştir. Hâkim, genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği teknik konularda bilirkişi deliline başvurabilecektir. Hâkim, sunulan bilirkişi raporları ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takdir ederek karar verecektir. Hâkim, tarafından keşif ve bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı belirlendiği takdirde, yapılacak iş: tarafların istemi halinde, bilirkişilerden ek raporlar almak ya da yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almaktır. Hâkim, yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremez.
O halde, mahkemece; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tesbit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, yeniden yapılacak keşifte bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu 123 ada 22 ve 23 sayılı parseller ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip parsellerin niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu parsellerin 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita
Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli parsellerin konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu ve gerçek yüzölçmünü gösterir rapor alınmalı, çekişmeli parsellerin öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; parsellerin eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında parsellerin çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının davacı ve davalı gerçek kişiler ile ortak murisler yönünden yapılmalı, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu parsellerin sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı ... ve Arkadaşlarının davalarına yönelik yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ... ve ...'in davalarının reddi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 123 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 123 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı ... ve ... ile davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce bir idari birim sınır gözetilmeden orman serisi bazında 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1981 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2896 ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2/B uygulaması vardır.
1- Davacı ... ve ... ... ile davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden
incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazların bulunduğuı yerde orman kadastrosunun seri bazda yapıldığı ve taşınmazların serinin dışında kaldığı, serinin dışında kalan yerlerde henüz orman sınırlandırmasının yapıldığından söz edilemeyeceğinden taşınmazların orman olup olmadığının ve hukuki durumunun eski tarihli resmi belgelere göre saptanacağı, taşınmazların evveliyatlarının orman ve yüksek eğimli çalılık olduğu, 22 parsel sayılı taşınmazın eylemli orman olduğu, 23 parsel sayılı taşınmazda ise
kullanım bulunmadığı ve davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığı gibi taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre davacı ... ve ... ... ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden:
Her ne kadar mahkemece taşınmazların çalılık ve arsa vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de Dairemizin 2011/10951 – 2012/12644 E-K sayılı bozma kararı sonrası mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen uzman orman bilirkişi raporu ile orman ek bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazların evveliyatlarının orman ve yüksek eğimli çalılık olduğu, 22 parsel sayılı taşınmazın ise eylemli orman olduğu, ve her iki taşınmazın da orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmış olup, mahkemece taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde çalılık ve arsa vasfıyla Hazine adına tescili hukuka aykırıdır.
SONUÇ:1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı ... ve ... ... ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2019 günü oy birliği ile karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön