20. Hukuk Dairesi 2016/14276 E. , 2019/2542 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilin ... ili, ... ilçesi, ... köyü, Köy Kenarı mevkiindeki 1369 parsel sayılı 19.700 m2 miktarlı taşınmazı toplam 317.000-TL bedel ile 01/04/2015 tarihinde önceki malikinden satın alarak adına tapuya tescil edildiğini, bir müddet sonra bölgede Kadastro Kanununun 22/A maddesine göre yenileme kadastrosu çalışmaları yapıldığını yapılan çalışmalar esnasında müvekkilinin 19.700 m2 miktarlı taşınmazının kadastro uygulaması neticesinde 10.026 m2'ye düşürüldüğünü, bahse konu çalışmanın 21/01/2016 tarihinde askı ilanına çıktığını, yasal süre içerisinde ... Kadastro Mahkemesinin 2016/6 sayılı davasına konu edildiğini, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olduğunu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunu, Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiğini ileri sürerek, tapu sicilinin hatalı tutulmasından doğan davacı zararlarına karşılık şimdilik 20.000-TL'nin dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; HMK'nın 114. maddesinde dava şartlarının düzenlediği, davacın dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğu, 115. madde dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği, ... (...) Kadastro Mahkemesinin 2016/6 Esas sayılı davasının derdest olup devam ettiğinden HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddi gerektiği belirtilerek, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Anayasanın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile HMK'nın 27. maddesinde öngörülen hukukî dinlenilme hakkı gereğince bir dava hakkında karar verilmeden önce ilgilisinin davasını açıklama ve ispat etme hakkını kullanabilmesi için, duruşma yapılması esas olup, hâkim her iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi, ancak, kanunun cevaz verdiği durumlarda mümkündür.
HMK'nın 320/1. maddesinde 'mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği' belirtilmişse de bunun öncelikle ön inceleme aşamasında ve 'mümkün olan hallerde' olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiştir.
HMK'nın 137/1. maddesinde 'dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, mahkemenin ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceleyeceği', 138/1. maddesinde 'mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği' düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelerden ön inceleme safhasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında mahkemece dosya üzerinden karar verilebileği anlaşılmaktadır. Kanunun 114. maddesinde dava şartları sıralanmış, mahkemece hükme dayanak yapılan 114/1-h maddesinde 'Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.' dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Davacı vekili tarafından açılan eldeki dava, TMK'nın 1007 maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkindir. ... Kadastro Mahkemesinin 2016/6 E. sayılı dosyasının ise yenileme kadastro tesbitine itiraza ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her iki davanın hukukî dayanak ve sebepleri farklı olup, davacının yenileme kadastrosuna itiraz davası açtığı için bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığının düşünülmesi doğru değildir.
Mahkemece eldeki davada ön inceleme ve tahkikata ilişkin duruşma açılarak işin esasına girilmesi, ... Kadastro Mahkemesinin 2016/6 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması, yenileme kadastrosuna itiraz davasının sonuçlarının bu davada tartışılarak, davacının TMK'nın 1007. maddesi kapsamında karşılanması gereken bir zararının oluşup oluşmadığının değerlendirilerek toplanacak deliller çerçevesinde davanın çözümlenmesi gerekirken, hukukî dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak, dosya üzerinden hukuki yarar yokluğundan ret karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2016/14276 E. , 2019/2542 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 42 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat