20. Hukuk Dairesi 2017/7269 E. , 2020/12 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2017/7269 E. , 2020/12 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar kadastro mahkemesine ibraz ettikleri 19/03/2014 havale tarihli dilekçe ile; ... ilçesi, ... köyü 25 parsel sayılı taşınmazın 1954 yılında 5543 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre muris ...'ye tahsis edilerek adına tapuya tescil edildiğini, Orman Yönetimi tarafından tapu iptal tescil davası açıldığı ve ... Tapulama Mahkemesinin kararı ile taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespit edilerek davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 1954 yılında kadastro çalışmasının yapıldığını ve tapuladığını, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesi gereğince ikinci kez kadastro çalışmasının yapılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın ezelden beri tarımsal maksatla kullanıldığını, ... Orman İşletme Müdürlüğünün 28/02/2014 tarih ve 24 sayılı yazısının tebliği üzerine taşınmazın orman sınırlarında kaldığını öğrendiklerini, orman kadastro çalışmasının uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilan edilmediğinden kanunda belirtilen sürenin işletilmesinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, muris ... adına kayıtlı taşınmazın 2000 yılında orman tahdit sınırı içerisine alınmasına ilişkin orman tahdit tutanaklarının iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Kadastro mahkemesince 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı kaldı ki askı ilanı hukuka uygun olarak yapılmamış olsa dahi usulüne uygun ilan yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleşmeyeceği, bu hususun gerek 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddelerinde gerekse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4 ve devamı maddelerinde belirtildiği, usulüne uygun olarak yapılan bir askı ilanının olmaması durumunda kadastro çalışmalarının usulüne uygun olarak tamamlandığından söz edilemeyeceği anlaşılacağından ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin son bendine göre kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başladığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararın kesinleşmesi sonrasında dava asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, mahkemece, dava konusu taşınmazın mülki hududu her ne kadar ... köyü sınırlarında kalsa da orman kadastro çalışmaları kapsamında Heybeli (Anbahan) sınırı içerisinde kaldığı, Heybeli köyü orman kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapıldığı, yapılan kadastro çalışmalarına itiraz için düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.10.2016 tarih 2015/9919 E.- 2016/9541K. sayılı ilamıyla karar bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; 'Mahkemece dava konusu taşınmazın mülki hududu her ne kadar ... köyü sınırlarında kalsa da orman kadastro çalışmaları kapsamında Heybeli (Anbahan) sınırı içerisinde kaldığı, Heybeli köyü orman kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapıldığı, yapılan kadastro çalışmalarına itiraz için düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Davacılar orman kadastro çalışmasının uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilan edilmediğinden kanunda belirtilen sürenin işletilmesinden söz edilmesinin mümkün olmadığı iddiasıyla taşınmazın 2000 yılında orman tahdit sınırı içerisine alınmasına ilişkin orman tahdit tutanaklarının iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkeme; HMK'nın 26. maddesi gereğince iddia ve savunma çerçevesinde bir karar vermekle yükümlüdür.
Burdur ili, ... ilçesi, Heybeli köyü, mülkî sınırları içerisinde bulunan ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları yapmak üzere 7 Nolu Komisyon görevlendirilmiş, 02/09/1998 tarihinde taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilân edilerek 21/09/1998 tarihinde işe başlamış, 23.10.1998 tarihinde sonuçlandırma tutanağı ile çalışmalar bitirilip 10.02.2000 tarihinde Heybeli köyünde ilân edilerek kesinleştirilmiştir. Çekişmeli 25 sayılı parsel ... köyü mülki sınırları içinde olup, işe başlama ilânı 6831 sayılı Orman Kanununun 8. maddesi gereğince 02.09.1998 tarihinde ... köyünde ilân edilmiş, ancak; sınırlaması bitirilen kadastro tutanak ve haritaları 6831 sayılı Kanunun 10. maddesi ve 6831 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 69. maddesi gereğince, ilgili köy ve beldelerde ilân edilmesi gerekirken ve çalışmalar sırasında 1227 sayılı parselin ... köyü sınırları içerisinde kaldığı tutanaklarda da belirtilmesine rağmen, taşınmazın bulunduğu ... Köyünde ilân edilmemiştir.
O halde; ... köyünde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığı, Heybeli köyünde yapılan orman kadastrosu sonuçları da ... köyünde ilân edilmediğinden, kesinleşmiş orman kadastrosundan söz edilemez. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. 'gereğine değinilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; dava konusu 25 sayılı parselin ... köyü mülki sınırları içinde olup, işe başlama ilânı 6831 sayılı Orman Kanun'unun 8. maddesi gereğince 02.09.1998 tarihinde ... köyünde ilân edilmiş, ancak; sınırlaması bitirilen kadastro tutanak ve haritaları 6831 sayılı Kanunun 10. maddesi ve 6831 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkında Yönetmelik'in 69. maddesi gereğince, ilgili köy ve beldelerde ilân edilmesi gerekirken ve çalışmalar sırasında 1227 sayılı parselin ... köyü sınırları içerisinde kaldığı tutanaklarda da belirtilmesine rağmen, taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilân edilmediğinden ... köyünde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığı, Heybeli köyünde yapılan orman kadastrosu sonuçlarının da ... köyünde ilân edilmediğinden, kesinleşmiş orman kadastrosundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleşince ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Burdur Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir:
Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
... köyünde orman kadastro çalışmaları yapılmamıştır.
Burdur ili, ... ilçesi, Heybeli köyünde 1998 yılında orman kadastrosuna başlanmış, 10/02/2000 tarihinde Heybeli köyünde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmü gereğince ilgili maddeye aykırı olarak görevsizlik kararı ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan 'Harç peşinen alındığından, yeniden tahsiline yer olmadığına, davacı tarafından varsa fazla yatırılan harcın istek halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,',' Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına', 'Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden halen yürürlükteki AAÜT’sine göre hesap edilen 990 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı ... Müdürlüğüne verilmesine,' cümleleri kaldırılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön