21. Hukuk Dairesi 2016/16245 E. , 2018/2806 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/16245 E. , 2018/2806 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ... borcu olmadığının tespitiyle haksız yapılan kesintilerin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R
Dava; davacının ... borcu olmadığının tespiti ve yapılan kesintilerden şimdilik 100,00 TL'nin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 10.07.2009 dönemi sonrası için tahakkuk ettirilen ...'den kaynaklanan borcu olmadığının ve buna ilişkin tahakkuk işlemlerinin iptali gerektiğinin tespitine, daha önceki tarihe ilişkin istemin reddine, alacak istemi nedeniyle dava tarihe kadar yapılan kesintilere binaen 100,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 15.08.2002 tarihinden itibaren 5434 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davalı Kurum tarafından mahkemeye; davacının 14.09.2010 tarihinde sunduğu belgede 04.03.2004 – 10.07.2009 tarihleri arasında vergi mükellefi olduğunu bildirdiğinden davacıya 01.10.2008 – 31.07.2009 tarihleri arası için 1.499,69 TL borç çıkartıldığının, 2012/1-12. ay arası ödenen aylıklardan tahsil edildiğinin, ayrıca; davacının yeniden 01.02.2010 – 31.01.2013 tarihleri arasında vergi kaydının olduğunu bildirmesi nedeni ile 6.409,39 TL birikmiş ... borcu çıkarıldığının, 2013/Şubat – Kasım ayları arasında ödenen aylıklarından ¼ oranında toplam 2.880,89 TL kesinti yapıldığının, bakiye 3.528,50 TL borcu kaldığının bildirildiği, davacının 04.03.2004 – 31.01.2010 tarihleri arasında Yenibosna Vergi Dairesi'nde, 01.02.2010 tarihinden itibaren de... Vergi Dairesi'nde vergi kaydının bulunduğu, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazında; davacının ortağı olduğu.... Ltd. Şti.'nin faaliyetine devam edip etmediğinin, vergi kaydının re'sen silinip silinmediğinin araştırılmasının istenildiği, yapılan araştırma sonucunda; ... vergi dairesi tarafından söz konusu şirketin 2001/8 – 2008/3. aylar arasında vergide kayıtlı olduğunu, 2008/3. dönemde kaydının re'sen silindiğini, davacının kendi vergi dairelerinde kaydının olmadığını, ancak Yenibosna vergi dairesinde 2004/3 – 2010/1. dönem arası mükellefiyet kaydının olduğunu bildirdiği, gelen yazı cevabı dikkate alınarak mahkemece; söz konusu şirketin 2008/3. dönemden sonra vergi kaydının olmadığı, bu nedenle şirketin ve dolayısıyla davacının ticari faaliyetinin bulunmasının mümkün bulunmadığı, davacının şahsi vergi kaydının da 10.07.2009 tarihinde sonra erdiği, bu nedenle bu tarihte davacının ... sorumluluğunun da sona erdiğini gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
25.08.1999 gün ve 4447 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile 1479 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 20. maddesinde; 1479 sayılı Kanuna veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığına hak kazanan ancak daha sonra 1479 sayılı Kanun'un 24. maddesinin I. bendine göre çalışmasına devam eden veya çalışmaya başlayanların aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintisinin yapılacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde; limited şirket ortaklarının bu kanun kapsamında sigortalı sayılacağı, yine aynı Yasa'nın sigortalılığın bitimini düzenleyen 25/1-c maddesinde şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten, 25/1-e bendinde ise; iflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki şirket ortaklarının, mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten bir gün önce sigortalılığın sona ereceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın sigortalı olmayı düzenleyen 4/b-3 maddesinde; limited şirketin tüm ortaklarının sigortalı sayılacağı düzenlenmiştir. Aynı Yasa'nın 9. maddesinde ise; sigortalılığın sona erme halleri düzenlenmiş olup anılan maddenin 3. fıkrasında; limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona ereceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının limited şirket ortaklığı devam ettiği sürece 1479 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olacağı ve sosyal güvenlik destek primine tabi olacağı göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.2017 Tarih ve 2015/21-3886 E, 2017/1534 K sayılı kararı da bu yöndedir. )
Mahkemece yapılacak iş; ilgili ticaret sicili müdürlüğünden davacının ortağı olduğu ...Teks. ve Yan Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bilgilerini sormak, gelen yazı cevabı değerlendirilerek anılan Yasa maddeleri gereğince sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön