21. Hukuk Dairesi 2019/3317 E. , 2020/8 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2019/3317 E. , 2020/8 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi


TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

A) Davacı İstemi;
Davacı vekili dava ve ıslah dilekçeleriyle müvekkilinin iş kazası sonucu bakıma muhtaç olacak şekilde malul olduğunu iddia ederek; uğradığı zarara karşılık olmak üzere 813.834,12 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalı ..., ... Tarım Ürünleri İhr. İth. Tur. Tic. San. Ltd. Şti yetkilisi olduğu, şirketin olayın meydana geldiği taşınmazı önce kiralayıp, 28.11.2008 tarihinde de satın aldığı, şirketle diğer davalı arasında asıl / alt işverenlik ilişkisi bulunmadığı, olayda kusuru olmadığı, maluliyeti kabul etmediği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda: 'A)Davalı ... Hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
B) 1-Davalı ... hakkında maddi tazminat isteği yönünden davanın kabulü ile, daimi iş göremezlik zararı karşılığı 379.185,66 TL, bakıcı gideri karşılığı 434.648,46 TL olmak üzere toplam 813.834,12 TL maddi tazminatın olay tarihinden (02/03/2008) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine,
2- Davalı ... hakkında manevi tazminat isteği yönünden davanın KABULÜ ile 60.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden (02/03/2008) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine,' karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, Davalı ... asıl işveren olmayıp, asıl işveren olduğu iddia edilen dava dışı ... Tarım Ürünleri İhr. İth. Tur. Tic. San. Ltd. Şti yetkilisi olduğu gibi; Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.12.2014 tarih 18212 / 26151 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen ... 2. İş Mahkemesinin 24.06.2014 tarih 229 / 315 sayılı kararı ile davacının ... işçisi olup anılan şirket açısından kazanın iş kazası olmadığına karar verilmiş olması karşısında; davalı ... vekilinin söz konusu şirket yetkilisi davalı ...'un da sorumlu olması gerektiğine ilişkin istinafı yerinde görülmediği, olay tarihi olan 02.03.2008 tarihi itibariyle 29 yaşındaki davacının sera yapımı sırasında seranın üstünde kaynak yapmak için yerden aldığı 3 metre uzunluğundaki demiri çekmek isterken yüksek gerilim enerji nakil hattına değmesi ve elektrik çarpması sonucu düşerek boynunun kırılmasıyla felç olduğu, buna göre; işin yapılması için fen ve tekniğin gerektirdiği araç ve gerekçeleri noksansız bulundurmaması, iş güvenliği konusunda gerekli ve yeterli eğitim vererek tedbirleri denetlememesi nedeniyle davalı işveren ...'a %80; dikkatsiz ve tedbirsiz davranan davacıya %20 kusur izafe eden bilirkişi kusur raporu maddi olgular ve iş güvenliği mevzuatına uygun olduğu, sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu ve kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
E) Temyiz Nedenleri:
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Davacının yaptığı iş ağır ve tehlikeli işler sınıfında yer almadığını, davacıya durduğu yerden uzaklaşması ihtar edilmesine karşın %20 oranında verilen kusurun az olduğunu, Davalı ...’ın asıl işveren olarak kabul edilerek kusur verilmesi gerektiği, her ne kadar anahtar teslim eser sözleşmesi imzalanmış ise de; işin oluşumu ve inşa aşamasında diğer davalı ile birlikte çalışma yürütüldüğü, işi denetleme ve talimat yetkisinin de bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber müşterek ve müteselsil sorumluluğa hükmedilmesinin hatalı olduğuna işaretle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 02/03/2008 tarihli zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının ve eşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davalı ...’un yetkilisi olduğu dava harici ... Tarım Ürünleri Şirketine ait arazi üzerine sera yapım işinin, davalı ...’a verildiği olay günü davacının ... işçisi olarak sera yapım işinde çalışırken elindeki demir çubuğu seranın tam üzerinden geçen 34,5 Kv’luk Kurşunlu- Hacılar enerji nakil hattına temas ettirmesi neticesinde elektriğe kapılarak yaklaşık 3 metreden yere düşmek suretiyle iş kazası geçirdiği, sürekli iş göremezlik oranının %100 olarak tespit edildiği ve yardıma muhtaç olduğunun belirlendiği, ÇSGB İş müfettişinin 28/01/2010 tarihli raporunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği, kazada asıl işveren sıfatı bulunan dava harici ... Tarım Ürünleri şirketinin %40, alt işveren sıfatı bulunan davalı ...'ın %40 ve davacı sigortalının %20 oranında kusuru bulunduğunun belirlendiği, dava harici... Tarım Ürünleri Şirketinin ... 2. İş Mahkemesinin 2014/229 Esasında açımış olduğu dava neticesinde verilen 24/06/2014 tarih ve 2014/325 sayılı karar ile davanın kabulü ile SGK tarafından iş kazası kabul edilen olayın davacı şirket yönünden iş kazası olmadığının tespiti ile, kurum işleminin iptaline karar verildiği kararın temyiz incelemesinden geçerek Dairemizce onandığı, mahkemece bilirkişilerden alınan 10/04/2017 ve 20/08/2017 tarihli raporlarda davalı ...’a kusur verilmediği, iş kazasının gerçekleşmesinde davalı işveren ...’a %80 kusur verilirken, davacıya’da %20 oranında kusur verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın davalı ...’un olayın gerçekleşmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
İş kazalarında olay, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir)
Aralarında işçi - işveren ilişkisi bulunmayan davalıların iş kazasından sorumluluklarının belirlenmesinde, iş kazasının özü itibariyle bir haksız fiil teşkil etmesi göz önünde bulundurularak iş kazası tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiilden sorumluluğa ilişkin genel hükümlerinin de uygulanacağı açıktır.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan kusur raporlarına göre, davalıların enerji nakil hattı altında yapılan çalışma sırasında elektriğin kesilmesi yönünde elektirik dağıtım şirketine başvurularının olmadığı tespit edilmekle beraber; dava harici şirketin açmış olduğu dava sonucu dava harici... Tarım Ürünleri şirketi ile davalı ... arasındaki ilişkinin asıl işveren - alt işveren niteliğinde bir ilişki olmadığından bahisle anılan şirketin yetkilisi davalı ...’a kusur verilemeyeceğine işaret edilmiş ise de; davalı ...’un elektirik akımın kesilmemesinden kaynaklı genel hükümler çerçevesinde sorumluluğunun ve kusurunun bulunup bulunmadığının raporlarda tartışılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, dosyanın elektrik iş kazaları alanında uzman (A) belgeli iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarından oluşturulacak heyete tevdi edilerek, davacının (%20) kusuru yönünden taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu da dikkate alınmak suretiyle, bu kusur oranı haricinde kalan (%80) oranındaki kusur oranı yönünden, davalı işveren ... ile birlikte, davalı ...’un da elektriğin kestirilmesi yönünde başvurularının olmaması nedeniyle kusurunun bulunup; bulunmadığının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, iş bu davalıya kusur verilmesi halinde hükmedilen tazminatlardan davalı ...’ı da sorumlu tutmak; aksi halde ise şimdiki gibi karar vermek, her iki halde de verilecek kararda davacının temyiz başvurusunda bulunmadığı gözetilerek usuli kazanılmış hakları da gözetmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı ...’a iadesine, 13/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön