22. Hukuk Dairesi 2018/13526 E. , 2018/24911 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2018/13526 E. , 2018/24911 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/11/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına kimse gelmedi geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, asıl davada müvekkili işçinin ikramiye, sosyal yardım, eğitim yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı ile hafta tatili ücreti alacaklarının; birleşen davada ise, ilave tediye, ölüm yardımı, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflar vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay ( Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2016 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, 30/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile çalışma koşullarında yapılan değişikliğin davacı işçiyi bağlayıp bağlamayacağı noktasında uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından, davacıya tebliğ edilmiş 04/11/2009 düzenlenme tarihli yazıda, yönetim kurulunun 30/10/2009 tarihli kararı uyarınca, aylık ücretin net 1.200,00 TL tutarında belirlendiği, söz konusu aylık ücret haricinde, eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, ramazan ve kurban bayramı yardımı ile ikramiye ödenmeyeceği bildirilmiştir.
Davacı işçi, davalı işverene sunduğu 11/11/2009 tarihli dilekçesinde, “... Alınan bu karara istinaden 30/10/2009 tarihinden önceki tüm yasal haklarımın saklı kalması kaydı ile verilen 1.200,00 TL net maaş ile çalışmayı kabul ediyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının, işverenliğin 30/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararına karşı 11/11/2009 tarihli dilekçesiyle açıkladığı beyanında, aylık ücret miktarının net 1.200,00 TL tutarında belirlenmesini kabul ettiği sabittir. Ancak, diğer sosyal hakların kaldırılmasına onay verildiği yönünde, söz konusu dilekçede açık bir beyan bulunmamaktadır. Bu halde, eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, ramazan ve kurban bayramı yardımı ile ikramiye ödemelerinin kaldırılması yönündeki değişiklik bakımından, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca geçerli bir onay bulunduğu kabul edilemez. Dolayısıyla, 30/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararındaki eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, ramazan ve kurban bayramı yardımı ile ikramiye ödemelerinin kaldırılmasına dair çalışma koşullarındaki değişiklik, 4857 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca davacı işçiyi bağlamayacaktır. Mahkemece, gerek bozma öncesindeki hükümde gerekse de bozma sonrasındaki hükümde, 30/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararındaki eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, ramazan ve kurban bayramı yardımı ile ikramiye ödemelerinin kaldırılmasına yönelik değişikliklere işçi tarafından onay verildiğinin kabul edilmesi hatalıdır.
Temyiz incelemesine konu iş bu hükmün, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2016 tarihli bozma ilamı üzerine tesis edildiği ve bozma ilamında yukarıda açıklanan hatalı kabule ilişkin bir bozma sebebi bulunmadığı görülmektedir. Ne var ki, yazılı husus bakımından bozma sebebine yer verilmemesinin maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtay'ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın maddi hatalı kararından dönülmesi mümkündür.
Anılan sebeplerle, 30/10/2009 tarihli yönetim kurulu kararındaki eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, ramazan ve kurban bayramı yardımı ile ikramiye ödemelerinin kaldırılmasına dair çalışma koşullarındaki değişikliğin 4857 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca davacı işçiyi bağlamayacağı kabul edilerek, dava konusu eğitim yardımı, sosyal yardım, yakacak yardımı, bayram yardımı ile ikramiye alacaklarına yönelik taleplerin değerlendirilmesi ve bir sonuca gidilmesi gerekirken, bu yöne aykırı kanaat ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön