22. Hukuk Dairesi 2015/30325 E. , 2018/8061 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde 20.03.2009-15.12.2009, 20.03.2010-15.12.2010, 18.03.2011-01.11.2011 tarihleri arasında asfalt işinde silindir operatörü olarak en son 1.650,00 USD maaş ile çalıştığını, bu ücretin 1.350,00 USD kısmının banka aracılığı ile bakiyesi olan 300,00 USD kısmının ise elden ödendiğini, müvekkilinin en son davalının Ukrayna'da bulunan şantiyesinde çalışırken fazla mesai ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle 01.11.2011 tarihinde davalı şirket yetkililerinin bilgisi dahilinde iş akdine son verdiğini belirterek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir.Dosyaya sunulan iş sözleşmesinde ücretin miktarı ile ilgili herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Dinlenen davacı tanıkları, ücret konusunda davacının beyanını doğrulamakta ise de davacı, ücretinin 1.350,00 USD kısmının banka vasıtasıyla ödendiğini iddia ve beyan etmektedir. Bu beyan kendisi yönünden bağlayıcı olup, tanık beyanlarının da banka kayıtlarıyla denetlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle de mahkemece, davacının ücretlerinin yatırıldığı banka kaydı getirtilerek aldığı ücretin yeniden tespit edilmesi ve alacakların buna göre yeniden hesaplanması gerekmektedir.
3- Fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının hesaplanma yöntemi diğer bir uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanmaları gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Bu durumda fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir.
Dosya içeriğine göre, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları fesih tarihindeki davacının iddia ettiği ücret üzerinden hesaplanmıştır. Anılan alacakların, davacının tespit edilecek dönemsel ücretlerine göre hesaplanması gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2015/30325 E. , 2018/8061 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 2 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat