22. Hukuk Dairesi 2015/24844 E. , 2018/6451 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2015/24844 E. , 2018/6451 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece karar gerekçesinde, ücret cinsinden alacakların ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin işçi tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiği kabul edilmiş ise de, hüküm sonucunda ihbar tazminatı alacağının da hüküm altına alınması suretiyle karar gerekçesi ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulmuştur. Diğer taraftan, dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedilmiş olduğu yönünde bir iddia yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen “taraflarca getirilme ilkesi” uyarınca, Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakimin, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alması mümkün değildir. Ayrıca, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacının davalıya ait işyerindeki çalışması aralıklı dönemler halinde geçmiştir. Bu halde, her bir aralıklı dönem için fesih olgusunun ayrı ayrı tartışılması gerekliliğinin de gözardı edildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dosyaya sunulan 30/09/2008 tarihli işçi imzalı belgede, davacının işten ayrıldığına ilişkin ifadenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili, söz konusu belgenin işe girişte matbu olarak düzenlendiğini belirterek irade fesadı iddiasında bulunmuştur. Bu halde, fesih bakımından bu belgenin üzerinde durulması; işe girişte matbu olarak belge imzalatıldığı yönündeki irade fesadı iddiası bakımından tanıkların bilgi ve görgülerinin sorulması da gereklidir.
Anılan sebeplerle, öncelikle irade fesadı iddiası bakımından (işe girişte matbu belge imzalatılıp imzalatılmadığı hakkında) taraf tanıklarının beyanlarına yeniden başvurulmalı, ardından yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak dosya kapsamı delil durumu yeniden değerlendirmeli ve kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı talepleri hakkında bir karar verilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön