22. Hukuk Dairesi 2017/19632 E. , 2019/3189 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu'nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler, o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Mahkemece, ... İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki 'kazanç bilgisi sorgulama' kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı aylık net 1.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Davalı işveren ise ücretinin asgari ücret olduğunu savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları, davacının ücretinin 1.500,00 TL olduğunu, davalı tanığı ise davacının ücretinin asgari ücret olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece, emsal ücret araştırması yapılmamış, iddia doğrultusunda davacının net 1.500,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükünün işçide olduğu, dosya kapsamı itibari ile davacının iddiasını ispatı bakımından tanık deliline dayandığı, ancak davacı tanıkları ile davalı işverenin husumetli oldukları ve husumetli davacı tanık beyanları dışında davacı iddiasını destekler nitelikte beyan bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacının yaptığı iş, kıdemi de esas alınarak ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı işçinin aylık ücret miktarının belirlenmesidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı konusunda hesap yapılırken davacı tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Ancak davacı tanıklarının davalı işveren aleyhine açmış oldukları davalarının bulunduğu ve işveren ile aralarında husumetin olduğu anlaşılmaktadır. Yan deliller ile desteklenmedikçe salt husumetli tanık beyanları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının kanıtlanması mümkün değildir. Dosya içeriğine göre, işverenle husumetli durumda bulunan tanıkların beyanlarını destekler mahiyette başkaca bir bilgi, ve belge de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davalı tanık beyanlarına göre davacının haftada altı gün 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı esas alınarak fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması ve yine davalı tanığının dini bayram günlerinde çalışılmadığını beyan ettiği dikkate alınarak ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bu beyana göre hesaplanması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır. Ayrıca davalı tanığının, hafta tatili günlerinde çalışılmadığını beyan ettiği nazara alındığında ispatlanamayan hafta tatili ücreti alacağının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
4-Kabule göre de, fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmasında, dosyaya ibraz edilen fazla çalışma tahakkuku bulunan imzalı ücret bordrolarının 2013 yılına ait olduğu dikkate alınmaksızın 2009 yılına ait olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/19632 E. , 2019/3189 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat