23. Hukuk Dairesi 2016/7674 E. , 2020/21 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada genel kurul kararının iptali, birleşen davada sorumluluktan kaynaklı tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada ... ve ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili; kooperatifin 25.02.2012 tarihinde yapılan genel kurulda 5. ve 6. maddelerde alınan kararların 1163 sayılı Kanun hükümlerine, hukukun genel ilkelerine, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek genel kurulun kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davalıların eski yönetim kurulu ve denetçi üyeleri oldukları, 25.02.2012 tarihli genel kurulda yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmeyerek haklarında sorumluluk davası açılması hususunda yeni seçilecek yönetim kuruluna dava açma yetkisinin verildiğini, mali müşavir tarafından denetim raporu düzenlendiğini, yönetim kurulunun kooperatifin zararına iş ve işlemlerde bulundukları, denetçilerin ise görevlerini yapmadıklarını, kayıtları incelemediklerini, kooperatif yönetim kurulunun kooperatifi zararlandırıcı işlemlerini tespit etmeyip engelleyici hiçbir işlem yapmadıklarını ileri sürerek kısmi dava olarak şimdilik 50.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde; taleplerini 115.240,80 TL'ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili; denetçilerin kendi adlarını dava açtıklarını, hangi sebepten dolayı ne miktarda zarar oluştuğunun açıklanmadığını, iddiaların asılsız olduğunu, müvekkillerinin 2011 yılı 6. ayında genel kurulda ibra edildiklerini, 2010-2011 dönemine ilişkin sorumluluk davası açılmasının mümkün olmadığını, ...'ın 02/07/2011 tarihinde denetim kurulundan istifa ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada toplantı ve karar yeter sayısında mevzuata herhangi bir aykırılık bulunmadığı, aynı genel kurulun 4. maddesi ile yönetim ve denetim kurulunun faaliyet raporlarının oy çokluğu ile kabul edilmediği, dava edilmemesi nedeniyle söz konusu kararın kesinleştiği, genel kurulun 5. Maddesi gereği faaliyet raporu ve hazırladığı bilançosu reddedilen yönetim kurulu ile hazırladığı denetçi raporu kabul edilmeyen bir denetim kurulunun ibra edilmemesinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığından 5 nolu kararın iptali koşullarının oluşmadığı, 6 nolu temsil, ikram, misafir ve hediyelik eşya gider hesaplarından dolayı davacıların ibra edilmemelerinin kooperatifin uzun yıllardır bu masraf kalemini dikkate alarak tahmini bütçe oluşturması ve bu konuya daha önceki genel kurullarda görüşüp oylaması nedeniyle dürüstlük kurallarına uygun olmadığı, 6 nolu kararın kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olmakla birlikte içerik bakımından dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile asıl davanın 5 nolu karar yönünden reddine, 6 nolu karar yönünden ise kabulüne karar verilmiştir. Birleşen davada 6 nolu maddesine dayalı olarak kooperatif yönetici ve denetçileri aleyhine sorumluluk davası açıldığı, kooperatifçe uzun yıllar bu masraf kalemini dikkate alarak tahmini bütçe oluşturduğu ve oluşturulan bu bütçeye göre davalılardan önceki yönetici ve denetçilerin yaptıkları harcamaların genel kurallarda ibra edildiği, davalıların yaptığı harcamaların önceki yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yaptığı harcamalarla aynı mahiyette bulunduğu, harcamaların kooperatif için yapıldığı, bu harcamalarla davalıların şahsi menfaat sağladıklarının da kanıtlanamadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
23. Hukuk Dairesi 2016/7674 E. , 2020/21 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 111 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 119 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 108 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 89 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 153 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 126 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 106 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 95 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 170 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 108 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat