1. Hukuk Dairesi 2018/4818 E. , 2018/15229 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2018/4818 E. , 2018/15229 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü


-KARAR-

Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, Yapı Kredi Bankasına ait 21.06.2001 keşide tarihli 8.500 TL bedelli çek nedeni ile davalı tarafından hakkında ... 1. İcra Müdürlüğünün 2001/2072 Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibine karşı açtığı menfi tespit davası sonucunda kapatılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/129 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine dair verilen hükmün 10.09.2012 tarihinde kesinleştiğini, ancak icra takibi devam ettiği için adına kayıtlı 217 ve 196 parsel sayılı (ifrazen 1966, 1967 ve 1968 parsel) taşınmazların mülkiyetinin davalıya geçtiğini, söz konusu çek nedeni ile borçlu bulunmadığı anlaşıldığından tapunun devir işlemlerinin geçersiz olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmaz ihalesinin usulüne uygun olduğu ve davalının da kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, ... Bankası’na ait 21.06.2001 keşide tarihli ve 8500 TL miktarlı çek ile ilgili davalı tarafından davacı aleyhine ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2001/2072 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılarak, dava konusu taşınmazların ihale sonucu alacağına mahsuben davalı adına tescil edildikleri, davacı tarafından davalı aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/129 Esas sayılı dosyası ile açılan
menfi tespit davası sonucunda, takip konusu çekle ilgili davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 10.09.2012 tarihinde kesinleştiği, ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/256 Esas 2010/201 Karar sayılı dosyasında, katılanları ..., ve ..., sanığı ise ...r olan, memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği suçu ile ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde, bahsi geçen çekteki imzanın ... yerine sanık ... tarafından atılmış olduğu gerekçesi ile mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı ...’ın alacaklı sıfatıyla icra takibi yaptığı gibi menfi tespit davasının da tarafı olduğu, bu nedenle davacının çekle ilgili borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu görülmektedir. Bu halde davalının iyiniyetli olup olmamasının sonuca bir etkisi bulunmaktadır. Davacının borçlu olmadığına ilişkin olarak açılan menfi tespit davasının kabul edilerek hükmün kesinleşmesiyle birlikte tescilin illeti ortadan kalkmış ve yolsuz hale gelmiştir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön